22 Ekim 2020 Perşembe

yıldızlarımı yiyen dinozor

 






öğretmen sorar;
-sen nerede gördün dinozorları?
-burada öğretmenim tişörtümde birde rüüüyaamda
(noktalma işaretleri düşmanıdır cümlelerimin)

içimde koca bir dinozor var.yıldızlarımı yiyen.gerçeekten onu gördüm.kalp gözümle,his gözümle.
kafamda deli mevzular.okul oldukca yorucu geçiyor.3 yaşında 11 tane afacan.özelde çalışmanın ne demek olduğunu öğrendim.çalışan için hiç bir özelliği bulunmayan tam zıttı işleyen bir döngü.neyseki geri dönüşüm var.bu yıl bitsin seneye sosyal hizmetten yürüyeceğim.sevdiğim bir şey bulana kadar deneyeceğim.tamamen oraya ait olduğum bir yer bulana kadar arayacağım.o zamana değin küçük oyunların büyük savaşların insanı olmayacağım.hala insan kalmanın önemli olduğunu düşünüyorsanız onları yenmişsiniz demektir der geroge orwel.bana insan gibi davranmayan herkese hak etmedikleri halde,bu içten iyi davranışın aksini hak ettikleri halde iyi olacağım.salt bir iyilik değil bu aslında birilerinin hakkından gelmesini umup o kişinin kendim olmamasına çabalamak sadece.

sabahlaruı işe gitmeden iki saat önce kalkıp dil çalışıp kitap okuyorum.gün içinde boğulmamak için çabalayıp duruyorum.

belki mutsuz olduğum için belki  yorgun olduğum için ama bu aralar ağlıgım hiç iyi değil.acaba corana mı diyorum öksürük yok boğaz ağrısı bazen ağır bir baş ağrısı.

yarın okul çıkışı direkt otobüsee atlayıp ablamın yanına gideceğim.sahaf festivali var neyseki kitaplar var,neyse ki sahaflar var.

ve böyle zamanlar derim kendime

Bir adım daha atamayacak kadar yorulduğumu düşündüğümde Hume'un şu sözü aklıma gelir; "Eğer burada durup daha ileri gitmeyeceksek, niçin bu noktaya kadar geldik?"