19 Haziran 2021 Cumartesi

tepetaklak tahterevalli


 

Arkadaşım, Devlet Opera Orkestrası'nda keman çalıyor. Her gece aynı boğucu çukurun içinde güdük Ankara bürokratları için.
Sanatında usta olması hiçbir şeyi değiştirmiyor. Çukurla sahne, çukurla salon arasındaki kopukluk, usta olmakla kapatılacak türden değil çünkü. Bu kopukluk genişleyip kendi yaşamasına da yayıldı galiba: bir tren düdüğü duysa, kalkıp hazırlanmak geliyormuş içinden
GÜNDÖKÜMÜ Bir Uyumsuzun Notları /Tomris Uyar 


Ece Aybike ala enerjisini çok sevdiğim minnoş bi uzman psikolog. Bilişsel sinir bilim alanında yüksek lisans yapmış. Videoları bir makale okuyormuş gibi hissettiriyor. Ve editleri çok hoş. Onun videosunda denk geldiğim bu tahterevalli üzerinde uzun uzun düşündüm.
Bu aralar kitaplar uygulanacak sabit fiyat yasası konuşuluyor. Kitap stoklasam mı diye düşünüyorum. ama alıp alıp okuyamayınca kendimi suçlu hissediyorum. Beyhan Budak bir videosunda dopamin detoksundan bahsediyor. Yaşamın hedonik bir hal alınca bütün dopamin salgılatan davranışlara rest çekiyorsun. Kesinlikle yapmam gereken bir şey. Çünkü işten kalan azıcık enerjimi webtoon okumakla yada youtube algoritmasının bana bahşettiği o karanlık delikte geçirmekle meşgulüm. Bu fazla ekrana maruz kalma acaip başımı ağrıtıyor ve gözlerimi acıtıyor. Kesinlikle bir şeylere el atmam gerekli. Birde bu mevsimler artan alerjim yüzünden bedenim  fazlaca hassas ve dayanıksız oluyor. Dışarı çıkmaktan keyif almıyorum. Google haftalık raporum ev iş doğrultusundan hiç sapmadığımı söylüyor. Gerçek manada modern insan protipi oldum. Farkındayım ama bedenen güçsüz hissettiğim için pek çabalayamıyorum. Neyse ki şu dopamin detoksuna denk geldim.
Bu ay hiç bir kitabı bitirememiş bir sürü kitaba başlayıp başlayıp ara vermişim. Dikkat sürem engin internet bataklığı yüzünden 15 saniyeye indi. Okuduğum cümleleri anlamayıp tekrar tekrar okuyorum. 
Bu geceden itibaren bir detoksa başlıyorum.

Hayatımda hüsranların, deli rolü oynadığım anların sonu gelmeyecek.

1 Haziran 2021 Salı

kendiyle dost olanlar #10

 

,
Sersemletici bir rüzgâr gibi geçmişti Mayıs.

Haftalık yazma serimi bozdum. Kendine saygını koruyabilmek için dahi bu tür kararlarıma sadık olmaya karar vermiştim. Ama bir şey yaptığımda içine kendimi katmadığımda ortaya çıkan şey bana rahatsızlık veriyor. Ara sıra gelen savsaklama nevrozları olmasa baya bir şeyler üreteceğim. 
İletişim yayınlarının psikoloji serisini çok seviyorum. İç kavgalarımın fazla olduğu bir zamanda kendiyle dost olmak kitabını okudum ve çok faydası oldu.

*Neticede yaşadığınız her şey, çekilen bütün o acılar, yapılan bütün hatalar, hayatı oluşturan daha büyük bir bağlamın parçalarıydı, oraya giden bir seyahatteki istasyonlardı.

Aslında bir yurdışı işi vardı. Ülke ve olanaklar tam istediğim gibi olmasa da en azından bir tecrübe olur deyip gitmeyi düşünüyordum. Üniversiteden bir arkadaşımla bile konuştum. O benden daha heveslendi. Fakat sonra kendimi kör bir ikileme atmak istemedim. Yani başka seçeneklerim olmasa belki kendimi iteklerdim. Ama şu yaz döneminde en azından bir ay yapmak istediğim bir kaç şey var. haziran ayını ne çok severim. son 21 gün kaldı 23 yaşıma girmeme. Hemen listemi gözden geçirmeli ve bu yıl neler yaptım neler yapmalıyım bakmalıyım.

Lakin sokrates 'e göre, kendine bakmak herşeyden önce ruhu için dertlenmek ve ona özen göstermekti.

Hayatımda aşırı hırslı insanların olmasını istemiyorum. Rekabetten hoşlanmıyorum. Ben sakince yürürken yanımda nefes nefese koşup gözünü bana diken insanlardan tüm kalbimle imtina ediyorum. 
Böyle biri girdi hayatıma. Mesafemi koruyorum. Ama dikkatimi dağıtıp enerjimi çalıyor. Kendiyle dost olan kimseyle düşman olmaz zannımca. Yoksa bu savaşlar ve kavgalar  hep kendi içimdekilerin yanılsaması mı?

*Kendimle dost olmak istiyorsam, bedenimle dost olamayı ihmal edemem. Belki düşlerimdeki beden değildir o, ama ondan başkasına da sahip değilim. Elbette, arzularıma göre kestirip biçtirebilirim de bedenimi, lakin doğranıp kalabilir o arada. En iyisi onun bakımını yapıp, şayet onun haz alma kabiliyetiyle, çalımıyla, sağlığıyla meşgul olursam, bana sağlayacağı hazların zevkine varmamdır. Hiçbir bedende sadece olumlu tecrübeler olmayacağını bilirsek, o bize teselli olur. Harikulade görünen bir modelin bile daima zayıf noktaları vardır.