28 Şubat 2020 Cuma

Sırça Fanus ve dolmuştaki teyze

Sırça  Fanus 'un yazarı  Sylvia Plath Amerikalı olup hem yazar hem şairdir.Kafka okurum bir sayısında   kitabını okumadan önce trajik ve intiharla biten yaşam öyküsü beni çok etkilemişti.Çoğu görüşe göre bu kitap otobiyografik değer taşımakta ki yazarın depresif ve sürekli bunalmış cümleleri bu görüşü destekliyor.
Çünkü nerede olursam olayım -bir gemi güvertesinde Paris’te bir sokak kahvesinde ya da Bangkok’ta- hep aynı sırça fanusun altında kendi ekşimiş havamda bunalıyor olacaktım.
Ben kötü bir ruh halinde  okumuştum ve gerçekten kitap bittiğinde midem bulanmış  ve kötü hissetmiştim.Anlatımı  sade ve eksantirik cümlelerden uzak olsada insana dokunan bi yanı var. Kötü bir ruh halinde  okumanızı tavsiye etmiyorum  çiğköfte yemiş üzerinede çilekli pasta yiyip şehirler arası otobüste pastırma  bir yazda dedikoducu bir teyzeyle yanına oturmak zorunda bırakılmışcasına  bir ruh haline sokuyor.
Herşey bir yana  evet var çoğumuzdun etrafında farkına bile varmadığımız sırça bir fanus.Aynı şeyleri yapıp yeni şeyler denemiyoruz.ise hep aynı yolda  gelip aynı  kanalları izliyoruz.35'e gelmeden ne olduğumuza karar verip  daha neler olabileceğimiz kafa yormuyoruz.korkarım  dostlarım pastırma yazında belediye dolmuşunda dedikodu yapan  teyzeden  daha  çok boğuyoruz  kendimizi,farketmeden,sessiz ,sedasız..

23 Şubat 2020 Pazar

Bir küçük köpekçik vardı

 Bugün iyi ki yaşamışım dediğim bir pişmanlıkla geldim.Zaten tecrübe insanın hatalarına verilen isim değil midir?bugün kü aklımız olsa dünkü yaptıklarımızı yapmazdık peki dünkü yaptıklarımız olmasa bugünkü aklımız olur muydu?
Diyeceğim o ki pişmanlıklar iyidir.ileriki yaşamımızda yaşayacağımız daha büyük olaylardan korur.Bir hayvan sahiplenmek uzun zamandır aklımdaydı.Fakat hiç tecrübesi olmayan biri olduğum için  çok tedirgindim.Bugün  bir vesile ile bir yavru köpeğe göz kulak olmaya çalıştım ama kendi halinde sakince kafasına göre  yaşamayı seven ben için oldukça zor oldu.bunun  köpeğin küçük ve yabancı olması ile alakası elbette vardı  ama ben bir hayvan sahiplenecek nitelikte fedakarlık yapılabilecek özveriye sahip değilmişim.en iyisi konu komşunun kedilerini sevmek,sokaktakilere sür ve mama bırakmaya devam etmek ara sıra barınaklara uğramak.
Yaşam  göğüs kabarta kabarta yapabilirim demek değil yapabilmeyi denemektir.
Ve başarısız olduğunda açıp kollarını başarısızlığa 
Onu sımsıkı  sarıp yeni 
Çözümler üretebilmektir 
Kendini bilmek yada bilmemek 
Işte tüm mesele bu

15 Şubat 2020 Cumartesi

Mavi küçük oğlan ve ayda ki adam

Annemin küçükken çocuk psikolojisi ile ilgili bir kitabı vardı.okumayı  öğrenmeden önce bile resimlerine bakardım.Ve okumayı ilk öğrendiğimde okuduğum kitapta o kitaptı.Böylelikle okuduğum ilk şiirde bu kitaptandı.Sanki herkes okumalıymış gibi.Sanki hepimiz biraz mavi küçük oğlanız ve aydaki adamı bekleriz gibi.

Çocuğum geçen gün doğdu;
Dünyaya normal yolla geldi.
Fakat yakalanacak uçaklar ve ödenecek faturalar vardı;
Yürümeyi ben uzaktayken öğrendi.
Ve ben farkına varamadan konuşmaya başladı,
Ve büyüdükçe şöyle dedi,
Senin gibi olacağım baba,
Biliyorsun senin gibi olacağım.
Ve beşikteki kedi ve gümüş kaşık,
Mavi küçük oğlan ve aydaki adam.
"Eve ne zaman geleceksin baba?"
"Ne zaman olur bilmiyorum,
Fakat geldiğimde görüşürüz;
Biliyorsun o gün birlikte iyi zaman geçireceğiz".
Oğlum geçen gün on yaşına girdi;
" Top için teşekkürler baba" dedi;
" Gel oynayalım.
Bana nasıl vuracağımı öğretir misin?"
"Bugün olmaz " dedim,
" Yapacağım bir çok şey var".
" Problem değil" dedi, Ve yürüyüp gitti,
Fakat gülümseyişi hiç bir zaman sönükleşmedi,
" Onun gibi olacağım,
Biliyorsun onun gibi olacağım" dedi.

Ve beşikteki kedi ve gümüş kaşık,
Mavi küçük oğlan ve aydaki adam.
" Eve ne zaman geleceksin baba?"
" Ne zaman olur bilmiyorum ,
Fakat geldiğimde görüşürüz;
Biliyorsun o gün birlikte iyi zaman geçireceğiz".
Bir önceki gün okuldan geldiğinde;
Ona söylemek istedim,
" Oğlum seninle gurur duyuyorum, biraz yanıma oturur musun ?"
Kafasını salladı ve gülümseyerek,
" Asıl istediğim şey, baba, arabanın anahtarlarını ödünç almak;
Seni sonra görürüm, verir misin lütfen?" dedi.

Ve beşikteki kedi ve gümüş kaşık,
Mavi küçük oğlan ve aydaki adam.
" Eve ne zaman geleceksin baba?"
" Ne zaman olur bilmiyorum ,
Fakat geldiğimde görüşürüz;
Biliyorsun o gün birlikte iyi zaman geçireceğiz".
Uzun süre önce emekli oldum, oğlum yanımdan ayrıldı;
Geçen gün onu aradım.
"Eğer bir mahsuru yoksa seni görmek istiyorum" dedim.
"İsterdim baba, eğer zaman bulabilirsem" dedi.
"Biliyorsun yeni işim çok karışık ve çocuklar nezle,
Fakat seninle konuşmak gerçekten güzeldi baba,
Seninle konuşmak çok güzeldi".
Ve telefonu kapattığımda,
Onun bana benzediğini;
Oğlumun benim gibi olduğunu farkettim.
Ve beşikteki kedi ve gümüş kaşık,
Mavi küçük oğlan ve aydaki adam.
" Eve ne zaman geleceksin baba?
" Ne zaman olur bilmiyorum ,
Fakat geldiğimde görüşürüz;
Biliyorsun o gün birlikte iyi zaman geçireceğiz".
Harry CHAPİN