18 Temmuz 2020 Cumartesi

Düğün dernek ne gerek !

Balıkçı Sonerde
Asma ve renkli ışıkların altımda
Şelalenin o muzzam havasında
Ne güzeldir balık yemek
Hele birde yazsa
Ailem yanımdaysa

Yorgunum ama yimede bu yorgunluk dolu günü unutmak istemiyorum.Yarın  ablamın nikahı var.Dügün sonra olcak.Bugün ani bir kararla bir tesadüfle yarına  tarih aldılar.Tarihin gizli yazılmayan kahramanları vardır.Bunlardan biride muhakkak bitmeyen istekleri hiç bir şey beğenmeyen zevkiyle gelinin peşinden koşan gelinin kızkardeşleridir.
Şimdi müsaadenizle gidip hatır için çiğ tavuk yiyeceğim
Dügün dernek ne gerek.
İşte tüm mesele !
Ne gerek var düğüne,berbere,nikah elbisesine !

14 Temmuz 2020 Salı

Şişme botlar bedava tezahüratlar

Gregor Samsa bir sabah uyandığında kendisini denize gitmekte olan bir minik deniz botu olarak bulmuştu.Eğer kafka yıllarca önce deniz yolunda bu manzara ile karşılaşsaydı pek meşhur kitabına böyle başlardı.Denize giderken önümüzde yavaşça hareket eden bu küçük komik nesneyi gören bizler ise şaşkınlıkla karışık gülüştük.Sanki bir tabanca 🔫 ateş etmiş küçük kara böcekleri büyütmüş ve bir parça gökyüzünden koymuş gibiydi.Yanımdam geçerken 15 yaşlarında bir gencin bisikletle gittiğini gördük bana bunlarla gelin işte ! İnanç cesaret dolu küçük ucuz mutluluklarla!
Bugünlerde annem teyzem ve dayımı içeren küçük aile Üçgenimiz Bermuda üçgeni gibi bizi içine çekti.pamdemi sürecinde birbirini göremeyen ebevynüsler buldukları her fırsatta toplandılar.Denizde,annannemlerde,onlarda,bunlarda,şunlarda.Aile bağlarına pek önem veren ben dahi patlayacak dereceye geldim.Madem öyle çekirdek aile olmayı bırakıp bir Konak mümkünse asmalı olsun Zira bilinç altım nedense öyle istiyor-inşa ettirdiklerde artık geniş aile olalım.
Her şey bir yana Wayfair olaylarını duymuşsunuzdur.Trendyola yapılan boykot vs.Kısaca çocukların internet üzerinden şifreleme yöntemleri ile satılması.Fahiş fiyatlara şaçma eşyalar ilginç isimler,yandexte aranınca kayıp çocuk aldı veren kodlar.Açıkcası akla en yatkın olmayan şeylerin gündelik gerçekler olduğu çağımızda pek mümkün gözüktü.habercilik anlayışını tasvip etmediğim medyada olayı araştırmadım.kendi içimde ölçtüm tarttım ben bu işin neresindeyim ne yapabilirim diye.Ben zaten küçük esnafı desteklerim.ölünce cenazeme gelecek odur.kargoların havaya saldığı egzoz gazının hesabını yaparım.ihtiyaç fazlası alışverişe düşmanım.Bu olaylar beni kamçıladı ve noktayı koydu.tanıdığım insani haklara Dikkat edem çalışanlarına adam gibi muamele eden butikler,terziler tercihim.Bilinçlendirebilceğim kadar insanı çocuklarını sosyal medyada paylaşmak gibi konularda bilinçlendireceğim.Güzelce hazırlanan dosyalarda kamuoyu oluşturmakta vazifemi yapacağım.Bu şekilde kayıtlamamın sebebini ayrıca izah ederim.

Bütün bu karanlıkların dışında komşu çocuklarıyla arada bir araya gelip muhabbet ediyoruz.dünya yaşlılardan miras kalmadı,çocuklarımızdan emanet aldık sözünü anımsayıp ekolojik yaşam,ahlaksal kurallar,tarihi olaylar hakkında konuşuyoruz bunu büyük bir ciddiyetle yapıyorlar,merakla dinliyorlar  çok mutlu oluyorum.sanki benim hiç kurumayan yeşil ağaç evim varmış gibi.bana karanlıklarla dolu bu dünyada umut vadediyorlar.

Bu günlerde bir yandan sunana hazırlanıp bir yandan kariyer planlaması denen Menemet işle uğraşıyordum.öyle umutsuzlukla bu işi yapıyordum ki adeta benim büyük çaresizliğim romanın 21.yüzyıl versiyonu gibi.2 önemli kişiden telefon aldım.Biri beni her zaman destekleyen,istersem bana iş imkanı sunacak bir büyüğümdü.Diğeri de bana farklı bir açıdan gelişim sağlayacak bir başka büyüğüm.Umut etmek güzel şey.Seni destekleyen insanların olması güzel şey.üniversitede bim dediğimiz bir grubumuz vardı.boş işler müdürü dediğimiz durmadan faaliyetler düzenleyip insanları bir şeyler yapmak için yüreklendirdiğimiz bir grup.Kim be kadar saçma yahut gerçekleşmesi zor bir fikir atsa onu derbi maçındaki taraftalar gibi desteklerdik.insanın maçında yenilse bile daima tezahürat eden taraftarlara ihtiyacı varmış.Bir kez daha anladım.
Ee yok mu tezahürata ihtiyacı olaaan!
Re re re ra ra ra ra !
Kalın tezahüratla!

11 Temmuz 2020 Cumartesi

Sahipsiz günlükler &kafası karışık gelinler


(Dün deniz dönüşü sahile giden yol)
Az kullanılan yollarla pek güzel bir deniz arayanların yaşadığı hüsranı dünkü yazımda anlatmıştım.bugün mevzu derin eski günlükler ve kafası karışık gelinler,masum kız kardeşler hakkında.
Küçüklüğümden beri günlük yazarım.yazılması konusunda insanlara psikolojik baskı yaparım.bknz
Günlük yazmak için 6 sebeb yazım .sonra internette sahipsiz günlüklerden pasajlar paylaşan bir sayfaya denk geldim.o kadar güzel pasajlar ki bunlar.günlük yazma aşkım kamçılanmakla beraber biraz evrildi.zira benim günlüklerim ne olacak diye düşündüm.hiç bir tarihe tanıklık etmeyen edebi yönü bulunmayan bu defterler kendi kişisel tarihime ışık tutmaktan öte gitmiyor.yazılmaya değer bir hayat yaşarsam eğer o zaman biyografimi yazmak için kullanabilirler.gerçi kendimi tanıtmak için okuduğum en iyi biyografi olan Orhan Veli’nin 
Ben Orhan Veli 
"Yazık oldu Süleyman Efendiye" 
Mısra-i meşhurunun mübdii.. 
Duydum ki merak ediyormuşsunuz, 
Hususi hayatımı, 
Anlatayım: 
Evvela adamım, yani 
Sirk hayvanı falan değilim. 
Burnum var, kulağım var, 
Pek biçimli olmamakla beraber.
   
Bu şiirine benzer bir şeyler karalardım.Neyse yani bu normal insanların normal yaşamlarında dahi kayde değer anekdotlar ve güzel bakış açıları var.bazıları o kadar naif ki herhalde günlük yazan insanlar genel olarak nazik ve duyarlı Kişiler diye düşündüm.meraklısına İnstagram hesabı.
Acayip şeyler örüyoruz başımıza diye birde kitabı var.Bir örnek;
Bütün bu uzun laflardan sonra bende hem kağıtlar ağaçtan olduğu hemde günlükler bir zaman sonra yıprandığı için bloğumda yazayım diye düşündüm.Bugün ablama gelinlik bakmaya gittik.Minamalizm akımı gelinliklerde baş göştermiş ve helen tarzı denen tarlatansız sade gelinlikler moda olmuş.Ablam ilk helenlere bakarken içindeki barbie haykırdı teyzem ve annemin baskılarıyla prenses model denedi.işin garip yanı ben ne zaman bir dügüne gitsem bütün gelinler aynı şey giymiş gibi gelirdi.Gezmeye başlayınca aynı çocuğu kargacık Burgacık  çizgileri Söküp hecelediği gibi AA dedim hakikaten farklı farklılaşmış.annem marjinal daha ziyade tutumlu yanıyla sandıktan çıkaralım benimkini giy desede bu fikir teorikte güzel uygulamada berbat ötesi olanlar çöplüğünün başkanıydı.Dış kapının anahtarını unuttuğunuzda rahatça ziline basabildiğiniz biri varsa sizin Cidden yakın komşularınız var demektir..bugün kapıda kaldık ve zile basınca açıklamayı kim yapacak kavgası yaptık.Yani komşuluğumuz sınıfta kaldı.Yinede bir tabak kek götürüp,o tabağı bir kaç gün sonra dolu alıyorsak,bulaşıklığın kenarımda komşunun tabağı ayrılmış duruyorsa hala umut var demektir.Son olarak 5 yaşımda ablamın barbieli bir tişörtünü giymiş ve yeni dökülmüş ziftin üzerine düşmüştüm.akdenizde yaşayanlar sıcak yaz günlerinde asfaltın bir çikolata gibi eridiğini pekala bilirler.tişört mafoldu.ablam yollarca bunun lafını etti.Bir kaç dakika önce bir arkadaşımın bastırdığı beyaz tişörte bir parmak kahve bastı.Sonra pişman olup yıkadı.Sonuç olarak günlük yazmaya devam.Gelinin kız  kardeşi olup sistemin dayattığı bütün saçmalıkların yandakçısı  olmak Berbat.Bütün kızlar en doğal saçlarını dağınık topuz yapıp jean tişört takılanalar bile bir gün “bu gün ne giyeceğim” diye düşünür.o gün geliyor o gün ben ne giyeceğim? Bilmiyorum.
Gelinin rüyası
Gelinlik tesadüfleri sever!
Dügünception
Gelinliğin bedeli!
Brade runner (bu favorim oldu)

9 Temmuz 2020 Perşembe

Postmodernist çöplük yahut gizli ırkçılk


Bugün dedemleri denize götürdük.yanıma ders kitabımı da aldım.Beş yaşındaki kuzenim görünce çok kızdı “ama burada ders çalışılmaz ki” dedi.sonra plastik küreğiyle dedemi toprağa gömdü.Bazen dünyayı çocuklar yönetmeli diye düşünürüm.iyilik ve neşeyle dolu olurdu muhtemelen. pamuk şekerler ve dondurmalar Ücretsiz , binalar legodan, akşam yemekleri çikolatadan olurdu.
Burası aslında çöp dolu bir sahil ama balık yakalamak için birebir.küçük kuzenim “buraya dikelim”dedi “neyi ?”dedim “yazıyı” dedi “ne  Yazacak?”dedim “Çöp atmayın yazarız” dedi.iş bu kadar basit işte.
sahil oltasını kapıp gelen insanlarla doluydu.sadece bir baba 2 çocuğuyla gelmiş.anneleri olsa bu denize asla katmazdı.Babası sahilde 1 simit 2 çocuk saatlerce Yüzdü.baba sıkıntıdan patlayacak gibi olsa da bekledi.baba olmak beklemek,sabretmek demek.ama aynı şekilde çocuklar sudan çıkınca havlu vermedi.bizde güldük baba olmak anne olamamak bazı ufak (!)ayrıntıları düşünmemek dedik.
kumsalda dalgaları izlerken  bir çocuk grubu geçti. “abla geçebilir miyiz?” Dediler şaşırdık niye soruyorlar ki diye 8 /10 yaşlarında bir çocuktu.sonra çocukları inceleyince onların toplumda “Abdal” denilen etnik kökenli olduklarını gördük.sonra çocuk döndü ve gülümseyerek el salladı bende tam gözlerinin içine baktım güldüm. George floyd davası oldu.çeşitli mecralarda “Türklerde ırkçılık var mi?” Konuşuldu o zamanlar bu soru bile ne lüzumsuz demiştim Ama değilmiş .Geçenlerde bir araba yolculuğunda söğüt ağacının dallari altında gölgelenen bir çeşmede su içmek için durduk. Tam o esnada hafif kızıl yüzlü altın küpeli saçı örülmüş bir kadın elinde bakır bir tabakla geldi. Dağ başında bu kadının nereden geldi ne yaptı ne çok merak etsem de soramadım kafamı çevirdim. Annem gidip konuşuncaDağın eteğine çadır kurduklarını çocukları tatile getirdiklerini söyledi kadın.. Onlar da aynı etnik kökene sahip insanlardı.Garip olan annem kadına seslendiğinde kadın üstüne alınmadı. Daha sonra kendisiyle konuşulduğunu  fark edince şaşkınlıkla cevap verdi.Görmezden geliyoruz Buda bizim ırkçılık şeklimiz onlarla konuşulacağını Komşuluk kurulacağını düşünemiyoruz. Onlar toplumun dışına itiyoruz.İnternetten biraz araştırınca aynı Antalya’da olduğu gibi Türkiye’nin farklı  kesimlerinde aptallar mahallesi olduğunu gördüm.Ve insanların o mahalleye gitmek istemediklerini o mahalleden geçmek bile istemediklerini biliyorum.
Son olarak size Soner amcadan bahsetmek istiyorum. Soner amcaIrmak kenarında Çifliği olan hali vakti yerinde biri.Üç ay kadar önce vefat etti.ve eşi bize her gün mezarına gittiğini ve çiçeklerin sulanmış olarak bulduğunu hayretle anlattı.ve sonunda 50 yıllık karısı gibi her gün mezara ziyarete gelen o kişiyi bulmuş.Abdal kökenine sahip bir adam.O bizim babamızdı bize bakar,bizimle sohbet ederdi.Adam evlerinin önünü süpüren bir temizlik görevlisiymiş.Bizim Soner Amca hergün evden çıktığında onunla muhabbet edermiş.Gözlerinin içine bakıp var olduğunu kabul edip.Ona bir insan olarak değer verip yani dostlar bugün düşündüm.kim var olduğu halde Varlığından haberdar değilim?evimin önünü süpüren temizlikçi,kasiyer kız,emekli astsubay komşum...
Hadi onu bunu bırakalım da etrafımıza bakalım.ırkçılk ayaklarımız altında birini nefessiz bırakmak değil ki!gözleriniz önünde olan aynı gökyüzünü paylaştığımız bir canlıyı yok saymak! Sokağımızda ki kediler,kaldırımdaki bitkiler ,konuşulmayan insanlar için bir şey yapalım.unutmayın herkesten ziyade kendimiz için yapacağız.insanlar iyilik yapılmaya layık olmasa da biz iyilik yapmaya layığız.
Bonus:balık tutmaya gelip çöp tutan ve bunları biriktiren koca yürekli abimiz.yanındaki yığının bir kısmı ona ait.
Postmodernist bir çöplük 

Not:çöpleri fotoğrafladım belediye başkanına Twitter dan ileteceğim bakalım neler olacak.

Eski komşular

Sabah 6 da uyandım erken uyanmak ne güzel ne güzel !Annem  kirazlarını satan komşuya siftah olsun diye Aldığı kirazlar bir muhteşemdi.ablamın ondan yaptığı kek mükemmeldi.akşam yemeğinde dayımlara gittik.pinhamin yitirmeden diye bir parçası var orda bir satır beni hep etkiler abin bile 47 yaşında diye.Dayım 47 yaşında annemin abisi bakalım benim 23 yaşındaki abim 47olunca neler düşüneceğim ,nerede nasıl olacağız.yengemi çok severim.kaktüsleri ve aloe veraları çoğaltmış.balkonunda fesleğenler.1 saksıda bana verdi.bakalım umarım uzun ömürleri olur .dün eski komşulara gittik.hani beraber yiyip içtiğin,kapısına tıklamadan girdiğin,gösteriş yaptığın mükemmel gözüktüğün değil de eksiklerini,borçlarını,kederlerinin bilen.pozlu makinelerde o kıymetli ve sayılı pozları beraber harcadığın.Ama yıllar girmiş en son komşu kızının düğününde bir araya gelmiştik şimdi kızı 3 yaşına girmiş. Şaşırdım, üzüldüm. Hayat seni bir şekilde uzak tutuyor sevdiklerinden.
Bazen tüm mesele zaman ayırmak çok değil 2 saat.uzun zamandır görüşemediğin çocukluk arkadaşını,sana emek veren öğretmenini bir zaman yaşamından geçmiş sana iz bırakmış birilerini bul ve bir kahve iç ☕️ ,bir tepsi kek götür 🧁,bir küçük hediye al 🎁  Bilirsiniz mutlu etmek karşılıklıdır.Mutlu ettikçe mutlu olursunuz.Hatırladıkça,hatırlanırsınız.
Bazen işte tüm mesele bu
Durmak,anmak ve zaman ayırmak.
Zaman sizi sevdiklerinizden ayırmadan siz sevdiklerinize zaman ayırın.

5 Temmuz 2020 Pazar

Havadisler var #1

Benden havadisler var. Telefon kaybolduktan sonra uzun bir müddet annemin eskisi, kardeşimin istemediği telefonlar derken sonunda Elmalı bir telefona sahip oldum. Bütün özelliklerini sonuna kadar kullanmaya and İçİp podcast’ler dinleyip, Siri ile kafa bulup, Kendimce eğlenceler ürettim. Üniversiteden arkadaşlarla kurduğumuz kitap kulübü Sayesinde kitabı okuyup altını çizmekten daha öte bir deneyim yaşadım. Yazar hakkında makaleler okuyup, kitap hakkında yazılmış farklı kaynaklara ulaştım ilk haftanın kitabı benim sectigim İran edebiyatından sadık hidayetin kör baykuş Kitabıydı. Hafta sonu kendime izin verip istediğimi yaptım. Bir limon ve bir portakalı dondurup bir sürahi limonata yaptım.TRT ikide yayınlanan edebiyat açısından oldukça kaliteli sohbetler içeren “kelimeler ve şeyler“in bölümlerini izledim. Bugün sabah erkenden kalkıp milföylü börek ve kızartmadan oluşan aile kahvaltısını hazırladım.Birkaç arkadaşımı arayıp havadan sudan sohbet ettim. Bloklarda gezdim.Ablamın Final sınavlarında yardımcı oldum.Odamı topladım. Yıllar önce duyduğum bir filmi izledim. VelhAsıl var olmanın dayanılmaz hafifliğiyle Yoğrulup,Tembellik denizinde yüzüp varoluşsal sancılar çekip Kendimce kafa dağıttım. Ablamın Ekim de düğünü var ve yurtdışına yerleşecekz onunla geçirdiğimiz son aylar. Fakat bir yandan ben sınavlarım hazırlanıyorum o ehliyet derslerini ve üniversiteden kalan derslerini halletmeye çalışıyor. İşte bunca karışıklığın arasında ben kafamı toplamayan Çalışıyor bir yandan da onunla yapmak istediklerimiz listesini bitirmeye çalışıyorum. Galiba hep oradan buradan şuradan birisi olacağım. Biraz ondan biraz bundan biraz Şundan. Bazen fotoğraf çeker, bazen yazı yazar, bazen Çiçek bakar, bazen tarifeler dener,.Her şeyin tadına bakıp hiçbir şeyde istikrar etmeyen ruhum 22 yaşında ne istediğini bilmeyen gelecekten korkmaya Haliyle ayaklarını uzatmış Dvd izliyor.benden adam olmaz kalın sağlıcakla...