30 Aralık 2019 Pazartesi

3 liraya Şairlere Tavsiyeler

Merhaba :-) bugün size düzenli olarak alışveriş yaptım BKM sitesinden bahsetmek istiyorum. Kapıda ödeme imkanı da olan bu site ara ara deli gibi indirim yapıyor. 3 TL kitap Günlerinden aldığım onlarca kitap kütüphanemiz zenginleştiriyor. “Her şey hakkında bir şey, bir şey hakkında her şey bil”Aforizması hayatımda en çok Benimsediğim söz. Bu yüzden İndirim zamanları adını sanını bilmediğim yazarların, yayınevlerinin  kitaplarını alıyorum. Çok seversem kütüphaneme, sevmezsem  de sevebileceğini düşündüğüm  insanlara hediye ediyorum. Hiç sevmezsem Pinterestten bir kaç fikir bulup onda kullanıyorum.Yani bir şekilde bir şeylere dönüşüyor. Sizde yeni şeyler keşfetmeyi seven biriyseniz o halde arasıra Bu siteye göz atıp, indirimli kitap alabilirsiniz.Buda 3 TL’ye aldığım Kitaplardan biri. Alman bir Şairin, şair olmak isteyen bir gence yazdığı, oldukça derin cümleler içeren mektupların yer aldığı kitap.
Ve Buda daha ilk sayfasında kalbime işleyen bir cümle.fark edemediğiniz şeyleri Fark etmenizi sağlayacak kitaplarla tanışmanız temennimle... Tavsiye: sıkılınca tavsiye edilen kitap okumak iyi gider. Fakat kimsenin bilmediği yazarları keşfetmek,onları insanlarla Tanıştırmak daha iyi gider :-)

27 Aralık 2019 Cuma

Kendi parfümünü yap

                                     
Ozon tabakasını delen,insanı hasta eden parfümlerden bıkıp kendi parfümümü yapmaya karar verdiğim bir anda karbonat su limon suyu ve lavanta yağı ile hemencecik yapılıveren doğa ve bütçe dostu bir parfüm.Tabi ki kalıcığı yok.Fakat sıcak  yaz günlerinde,yolculukta,toplu taşımada oksijen kalmadığı esnada iki fısla sizi rahatlatacak bir koku.daha uğraştırıcı ve kalıcılar vardı fakat üşenen ruhumla çevreci kişiliğim iş birliği yapınca ortaya en azından kolonya niyetine kullanılacak bu tatlış şey çıktı.adı bile var 😬lavanta rüzgarı.A101 den alınma bir kolonya kutusu  üzerine sticker ve el yazısı ile dizayn edildi.Laf salatası bir yana dostlar güzel Ve kolay parfüm yapım teknikleri var.İnternette kısa bir sörf ile bulabilirsiniz.En azından işyeri vs olmasa bile rahat ortamlara katılacağınızda parfümünüz yerine kullanabilir,yabancı daha havalı bir ad bulup ortamlarda ilgiyi üzerinize çekebilir,kötü kokusundan rahatsız olduğunuz kişilere naifçe al bak nasıl yapmışım diyip burnunuzun direğini kurtarabilirsiniz.

23 Aralık 2019 Pazartesi

Tea journal

 Merhaba 😃 size  mektup arkadaşlığı günlerimden kalma bir şeyden bahsetmek istiyorum.Tea journal.Mektubla mektupla beraber gelen sallama çaylar bu işin olmazsa olmazdır. kuşburnu su papatyalısı rezenelisi her ülkenin kendine özgü karışımlı çayları. alelade bir teneke kutuyu kaplayıp üzerine çok sevdiğim bir desen olan kırmızı beyaz Ponchielli kumaşla dizayn ettiğim çay kutum Ve artık bir defterden yaptım çay günlüğüm İle çay gurmesi olmaya hazırım. akşam günün yorgunlu atmak için balkonda, otobüs yolculuğunu kısaltmak için otobüste, midemi rahatlatmak için yatmadan önce .. Çay iç, kalan paketleri günlüğüne yapıştır, hangi ülkeden geldiğini ve beğenip beğenmediğini yaz. Aslında içmeden önce paketin neyli olduğu hakkında tahmin yapabilir içtikten sonra karışımın neler içerdiğinin tahmin edebilir işi daha eğlenceli hale getirebilirsiniz.Fakat sıfır atık kararlarından sonra sallama çay içmemeye karar verdim. Onun yerine aktardan alınan Bitki çaylarını İnternette  satılan metal süzgeçlerin içine koyabilir veyada annenizin naif elleriyle diktiği pamuktan süzgeçleri Kullanabilirsiniz.Ya da  Leyla ile mecnun da İsmail abinin dediği gibi “her şeyi salla, ama çayı demle.” En iyisi demli alın ve bir çay demleyin.Tea journal Bahane, çay şahane.

25 Kasım 2019 Pazartesi

Iyilik fikirleri #4 kitap hediye et

Kitap okumak gözleri  açık  rüya  görmekse kim birine rüya  hediye etmek istemez ki? Birine yeni bir dünya bir bakış  açısı vermek istemez misiniz?
 Yurt dışında buna benzer uygulamalar var.Bookcrosing veyada Kitap dostum.fakat bahsettiğim bir çocukluk arkadaşınıza ,lisedeki öğretmeninize,eski mahallede ki komşunuza,köy  öğretmenligi  yapan birine,semtinizdeki ilk okula velhasil kelam birine kitap hediye edin.Birine iyilik  etmenin o güzel  tadına  bir kez daha varın.Bir kalem bir kitap dünyayı değiştirebilirse hadi sizde bir fitil ateşleyin.Iyilik yapın  ve balığa  bir mısra  okuyun.
"Nasıl yaşayacağım ey deniz senden uzak
Yanıp sönüyor gözlerimde fenerin
Uyuyor mu limanda her gece sallanarak
Altından çivilerle çakılmış gemilerin?
Ya da sevdiğiniz  bir kitabı  kütüphaneye  bağışlayın.Onu Gezgin kitap ile seyahate çıkarın.Varsın  sizin göremeyeceğiniz  yerleri kitabınız  görsün !
Ama ne olursa olsun okumaktan,sevmekten ve inanmaktan vazgeçmeyin!

23 Kasım 2019 Cumartesi

Bir küçük Nakış meselesi

Uzun zamandır  beynimde dönen  bir plan vardı. Şöyle  bir  kasnak alayım  efendime söyleyeyim  naif naif ince fikirlerimi işleyeyim.:)Şaka  bir yana Cuma günü  Bimde bir indirim varmış  ve bende bu kasnağı  gördüm dedim şunu  yapsam duvara assam ne yakışır  kütüphaneme.
Ilber ortaylı bir kitabında  arkadaşlarımızın bütün  fikirlerine katılmak  onların  yaşam  stillerini onaylamak zorunda  değiliz  onlar bize bir şeyler  kattığı  müddetçe  bunun önemi yok tarzı  bir şeyler  diyordu.bu zaten bende var olan bir  düşünce  sistemiydi.Bunu okuduğum kitaplarda  gittiğim  mekanlarda hep yaparım. Bu stil  hobilerimede sıçradı. Yani yaşamımın kıyısında  köşesinde  bir yerlerde dursun.Elinde ip kasnak yaşam  sürmem  zaten ama bir bakalım  neymiş  bu iş  diye Türk  filmlerinde pencere önünde  nakış  yapan  kızlara  döndüm. Yağmur  usul usul yağarken  açtım  bethoven 'ın  9.senfonisini inişli  çıkışlı  çalarken  orkestra ve yağarken  yağmur  yaşadığımı  hissetim.Var mı  bundan güzeli?
Size tavsiyem arayın mutluluğu !her zaman aynı  yerde değil ama!bazen 1 sokak ötede  bazen 1 durak  önce  de.Bazen bir kitap arasında  bazen bir ekmek kokusunda.Bazen 1 fırça  darbesinde bazen bir dikiş  hareketinde.Bazen de en olmayacak yerde Bimde.:)

19 Kasım 2019 Salı

Uçurtma avcısı

geçenlerde bir arkadaşım kitapları yazarın yazdığı sırayla okumanın insana kitap ve yazar arasındaki ilişkiyi kurmamıza yardımcı olduğunu söyledi.Düşündüm de haksız sayılmaz sonuçta yazarların bir nevi çocuğu kitaplar.Nitekim Khaled hüseyni de öyle diyor.Madem öyle  tanışalım bakalım senin çocuklar nasıl.
şunu demeliyim ki savaşın kazananın barışın kaybedeni yoktur.hangi savaş olursa olsun.Topla tüfekle elle bilekle ve dünyanın neresinde olursa olsun insanlar savaşın acısının çekiyorlar.savaşı yaşlılar başlatıyor fakat gençler ölüyor.Ve bu kitapta savaşın etkilerini en az gören zengin bir çocuktan dinliyoruz.Nitekim yıllar sonra ülkesine dönmek zorunda kaldığında bir taksici bunu yüzüne vuracak"Afganistan hep böyleydi senin haberin yoktu" diyecek.
emin olduğum bir şey varsa o da şu okumalıyız herkesi ve her şeyi anlamalıyız her insanı ve her sesi.Emir zengin ve güçlü bir babanın oğlu hasan o evin hizmetçisinin oğlu.Emir ona derinde ne kadar sevse de bir üstünlük kurma çabası içerisinde ve onunla arkadaş olduğunu yıllar sonra anlayabiliyor.
Irk ayrımı yapılan bir ülke.Biz ırk ayrımı deyince sadece Beyaz zenci ayrımını hatırlasakta aslında her toplumda yer edinmiş.kendinden farklı olanı hor görme.İşte o çocuk saflığında dahi toplumun ona kattığı bir değer yargısına sahip Emir.İnsan soruyor kendisine.Aslında bana ait olduğunu düşündüğüm nice düşünce. fikir yargısı ne kadar  benim.
yazarı araştırınca gördüm ki o da Emir gibi vicdanını rahatlatmak. o çok sevdiği Kabili bırakıp gitmesinin acısını dindirmek için yazdığını düşündüm.Onunda Emir gibi ülkesini bırakıp bir yerlerde yaşamını güzelce kurduğunu düşünürsek neden olmasın?
tabi bunlar bir hipotez sadece.
neyse sonuç olarak 
Tek bildiğim savaş kötü,uçurtma uçurmak harika!

9 Kasım 2019 Cumartesi

sevgili 10 yaşımdaki halim


                                     



sevgili 10 yaşındaki halim elinde ki mektubu sana gelecekten yazıyorum.hey endişlenmene gerek yok!bu oldukça normal bir durum.uçan arabalar,ekolojik şehirlerin içinde yaşayan insanlar geçmişteki hallerine yazı yazmayı hatırlarına bile getirmiyorlar.Anı kavonazları ile geçmişlerini canlandırıp tatlı bir hayale kapılıyorlar.Fakat ileri görüşlü ben bu muhteşem yaşamım arasında sana yazmak istedim.Fakat bu bir sır büyüklere bahsetme.Her şeyi bildiklerini düşünen büyükler  yalan söylediğini ya da aklını kaçırdığını düşenebilerler.evet o zaman başlıyoruz.
  şu an boyunu pek takmadığını biliyorum.ama yinede sütünü iç ve egzersiz yap.zira 21 yaşına gelip 1.54 boyun olunca yaşam senin için zor olabilir.kitap okumayı çok sevdiğini fakat kütüphaneye gitmeye üşendiğini biliyorum.Üşenme atla bisiklete ve git kütüphaneye.Ama bir ondan bir bundan okuma her yaz bir ülkenin klasiklerini oku.Bu yaz çok sevdiğin rus klasiklerini bitir.
evimizin önündeki salıncakta daha çok sallan.Ve doyasıya o güzel şeftalilerden ye.Çünkü evimiz yıkılacak ve yerine bir apartman yapılacak o güzelim salıncak gidicek şeftali ağacı sökülecek. hepsi sadece anı olarak kalacak.ama üzülme apartmanımızın da güzel bir bahçesi var.Ve evimizin arkasında ki yeni dünyalar hala çok lezzetli.
bir bakalım.Bir yıl sonra bir kameran olacak olabildiğince çok fotoğraf çekil ve sakla.
Mahallede Akşam ezanına kadar oyna.Dersleri pek sallama ne de olsa sınıfı geçersin.Her zaman 100 almana da gerek yok.
annemin seni sürüklediği komşu günlerine koşarak git.Gelecekte pek böyle şeyler yok.
Hugo ve tolga abiye ulaşıncaya kadar ara!İlerde çok hava atarsın.
ilkokul ögretmeninin Turgut hocanın kıymetini bil.Ve sor ona.Öğren ondan şimdi onu öylesine özlüyorum ki.Ve rica etsem benim için onunla çekildiğin fotoğrafı saklar mısın?şu an onu bulamıyorum.
Annen ne derse desin.Bir ördek edin.Ve köpeğimiz behzatla daha çok vakit geçir.
insanlara gelince her zaman iyi ve kötüler var.Sen yinede onları sevmeye ve onlara inanmaya devam et.Harika biri olacaksın.
Birde boşver"meybuz yeme" annem haklı çünkü o meybuzlar sadece boya dolu.:)
kendine dikkat  et.
sevgilerle 21 yaşında ki halin.


3 Kasım 2019 Pazar

olmak yada olmamak


nokia 3310 tumblr ile ilgili görsel sonucu
güzel bir hafta sonu olmasını ümit ederken ansızın "bunlar başkalarının başına gelir hi hi" dedigim o absürt kara komedilerden birinde buldum kendimi.Aceleyle arabaya binerken cebimden telefon düşmüş ışık hızıyla geri dönmemize rağmen bulamamış önce derin bir umutsuzluğa kapılmış sonrada biraz araştırmayla rahatlayıp bir çözüm bulamamışım.Yaşamım çok sevdiğim bir  film olan truman show gibi bir show olsaydı koltuktan izleyenler bir güzel eğlenir ve reyting artardı en azından fakat kendi dünyasında yaşayan biri olarak neden beeeeen diye haykırmamak işten bile değil işin komik tarafı şuan  ablamın yurt dışından aldığı laptopla yazmak oldukça zor çünkü olmayan harfler için mesela i mesela ö mesela ç noktalama işaretlerini kullanarak yazmak zorunda kalıyorum ki buda ayrı bir dikkat ve beceri istiyor.Yinede öğrendiğim bir kaç bilgiyi sizinle paylaşmak isterim.Iphone olanlara lafım yok "telefonum bul" ile bulsunlar tellerini.Benim lafım çilekeş ve bir o kadar sabırperver Androıd kullanıcılarınaGoogle  cihazımı bul ile telinizin yerini tespit edebilir e devletten kayıp ihbari verebilir.Yine google hesabınızla telefonunuzdaki hesaplarınızı kapatıp güvenle yaşamınızı sürebilirsiniz.Ha birde cihazınızınn İmei numarısını bir yere not emekte fayda var.O ne diye sorarsanız IMEI numarası her bir cihazın kimlik numarası olup tek ve benzersizdir ve 15 haneden oluşur. Cep telefonda *#06# tuşlayarak telefonun seri numarasını (IMEI numarası) tespit edilebilir.
yada en iyisi bir ıphone alın.
Yada daha iyi bir fikrim var!
nokıa 3310 yere düşürseniz dönüp kimse almaz bütün bu işlerle uğraşmak yerine yılan oynarsınız.

27 Ekim 2019 Pazar

Koydum Fikirlerimi önüme#2


Evet hayat ne umdum ne buldumlarla dolu.Bu yıl yapmayı planladığım çoğu şey hala yığılmış bir kenarda dokunulmamış bekliyor beni.Hiç aklımda yokken bir arkadaşımın babasının tavsiyesi ile yeterli hukuk bilgisine sahip olmak adı altında açık öğretimden Adalet okumaya karar verdim.Madem hukuk okuyoruz Ütopyalar Distopyalar hukukla ilgili kitaplar derken çoğu şeye ilgimi bırakmıştım.Benim en büyük hatam bu bir türlü  paralel götüremiyorum bir çok işi.
Kamera aldım gelsin yarışmalar gitsin fotolar diye su an nereye koyduğunu bile hatırlayamıyorum.Sürekli bir dağınıklık bir boş vermişlik hali kendimle ne yapacağımı bile bilemiyorum.Yaşamının en yaşam dolu zamanları bir umursamazlığın pençesinde kaybolup gidiyor.Velhasıl koydum fikirlerimi önüme hepsi yok olmuş 

25 Ekim 2019 Cuma

Dınlemek yada Dınlememek

Kötü ve yoğun bir gün geçirmişimdir.akşam yemek yemem.Annem fark eder "ne oldu ?" Diye sorar.Istemeye istemeye başıma gelen olayları sinirli bir şekilde anlatmaya başlarım elimde kulaklık vardır .annem ben konuşurken "koparacaksın kulaklığı "der.Ben kulaklığı bırakır anlatmaya devam ederim.Hareretimden kulaklığı alır ve çekiştirmeye devam ederim annem "kopacak şimdi "der.Ben sinirlenir "anlatmayacağım "derim.Ablam olmaz hadi anlat der beni sakinlestirir ve ben oturur anlatmaya devam ederim annem "yine müdahale eder"sesini kıs".Ben sinirlenir "tamam ANLATMIYORUM"der odama giderim.Kulaklık mutlu annemin kuralları gerçekleşmiş benim sorunlarım eşeysiz bir şekilde üreyip çoğalmışlardır.Ne güzel yaşasın kurallar!o hiç yıkılmayan prensipler!Çocuklarına annelik değil gardiyanlık yapan aşırı müdahaleci ebeveynler!Birini dinlemenin ne demek olduğunu bilmek ne büyük  meziyet !En azından yazı yazarken kimse seni bölmüyor.Bölünen konuşman mı yola kan ponpalamakla vazifeli olup onun dışında bütün duygusal yüklemelere maruz kalan kalp mi ?ısviçreli bilim adamları bir araştırsın sonuç mu ?sonuç kimin umrunda.

16 Ekim 2019 Çarşamba

Biriktirtirmenin Gücü adına

Biriktirmeye çok erken başladım.Daha küçük bir çocukken her denize gidişimizde bir pet şişeye sahilden topladığım taşları katardım.En çokta yassı olanları severdim.

Bu taşlardan en çok hoşuma gidenleri yanıma alır beş taş oynamak için okula götürürdüm.Rakip ne kadar çetin olursa olsun veyada kaybeden ben bile olsam sorun değildi.Çünkü onun bir kaç dakika önce aldığı bozuk çakıl taşları,benim bilmem kaç yıl dalgaların dokunuşları ile pürüzsüzleşmiş taşlarımla boy ölçüşemezdi.Bir ara cipslerden çıkan tasolar vardı ki nedense hiç ilgi alanıma girmedi.Alman bir komşumuzun bana hediye ettiği küçük ve bir o kadar garip yaratıkları sakladım.Hala bir kısmı duruyor hatta.
Annemlerin sakin ve deniz kabukları ile dolu bir koy keşfetmesi ile taş toplamayı bırakıp deniz kabuğu işine giriştim.Kendimce bu kabukları sınıflandırdığımı hatırlıyorum.Daha sonra lavobonun önüne süs diye konulmuştu.Bende bir kaçı ile çerçeve süsleyip mahalledeki bir kaç arkadaşa hediye etmiştim.Şimdi bakıyorum da ne istifçilik yapmışım ne koleksiyonerlik.Toplayıp toplayıp dağıtmışım.Sonraları ortaokulun ilk yıllarında eski binadaki dosyalar dijitale geçtiği için eski arşivlerin atılması gerekiyordu.Öğretmenin peşine takılıp bir oda dolusu kağıdı çöp kutusuna atarken ilk kez orada bir pula hayranlıkla bakmıştım.Saçları örgülü bir anadolu kadının rengarenk bir çizimiydi
.Hemen üzerinden söktüm.Sonra bir demet mektubun pullarını alıp uzun bir müddet sakladım.Uzun bir zaman biriktirmek isteyeceğim bir şey çıkmadı.Yada ben okul ve sınavlarla dolu olduğum için göremedim.lisedeyken taşınırken içi eski paralarla dolu bir kutu bulunca bu istikrarsız biriktirme güdüsünün annemden geldiğini gördüm.İçinde ciddi anlamda eski paralar vardı.Bir kısmı çocukluğundan ,bir kısmı dedelerinden kalmaydı.Sonra bir kaç tanesini kent müzesine bağışladık bile. Üniversitenin ilk yıllarında bir sahafta gördüğüm eski fotoğraflar bana bir şekilde ilham verdi.Şimdi değil ama bir vakit o fotoğrafları alıp sahiplerine ulaştıracağım dedim
Aradan kısa bir zaman geçmedi ki bir arkadaşım Alman kiracılarının kaçtığını evi eşyayla dolu bıraktıklarını anlattı.Eşyalar arasında albümlerde vardı ki bundan 30-40 yıl evvelden dünyayı dolaşmaya başlamış bir insanın fotoğrafları beni çok heyecanlandırdı.Sonra uluslararası bir dava olup çözülemediği için mahkeme evin içindeki eşyalar arkadaşımgile kalmış.Oda cilt cilt albüm getiremeyeceği için bana 50 yakın fotoğraf getirmişti.
.Postcrosing ile tanıştıktan sonra kartpostal,madeni para,magnet biriktirmeye başladım.Ama genel olarak eski ve hikayesi olan şeyler daha çok ilgimi çekti.Istikrarsızlığım ve düzensizliğim devam etsede içimde yatan bir koleksiyoner var. Alman düşünür Walter Benjamın’in koleksiyoncu için söylediği, “yalnızca uzak ya da geçmişe karışmış dünyayı değil, daha iyi bir dünyayı düşleyen insandır” tanımlaması koleksiyonerlik hakkındaki düşüncelerimin son halini verdi.Bu biriktirmenin ötesinde bir iş.Bu ilham verici bir şey.Benim istifçilikle koleksiyonerlik arasında ki hikayem böyle.Umarım bir gün gerçek bir koleksiyoner olurum.Esen kalın

27 Eylül 2019 Cuma

Bir Küçük ilham meselesi

Taha'nın ilhami tükenmiş ve biraz ilham tozuna ihtiyacı varmış.Koydum ilhamlarımı önüme ve Başladım mime.
1) Hayatınızda şikayet ettiğiniz şeyler nelerdir?
Bu dönem dönem değişiyor aslında.Bazen gerçekten memnuniyetsizlik ve şikayet etme günlük rutinimin bir parçası olurken bazense yaşamının çok değerli ve her şeyin  anlamlı olduğunu düşünüyorum.Ama şikayet etmek beni tüketiyor bu yüzden olabildiğince şikayet etmeyip "değiştirebileceğim şeyleri değiştirme gücü değiştirmeyeceğim şeyleri kabullenme gücü " istiyorum.
2) Rutine girdiğinizi fark ettiğinizde ne yaparsınız?
Aslında rutin kelimesi bana güzel şeyler çağrıştırıyor.Çünkü nerede güzel bi şey okusam,izlesem bunu yaşımıma katmalı,rutinim yapmalıyım  diye düşünüyorum.Ama ne zaman normalde seyir ettiğimi yaşamımın grileştiğini düşünsem bana ilham verem arkadaşlarımla buluşurum.Yada en aziz dostlarım olan kitaplara başvururum.Yaşlıları ve onların yaşam hikayelerini dinlemeyi severim.Bu yüzden profesörlerin röportajlarını yaşam hikayelerini en ince ayrıntısına kadar dinlerim.
3) En son yaptığınız önemli değişiklikler nelerdir?
Üniversiteden sonra 1 yıl ara vermek ve ne istediğimi ne aradığımı bulmaktı.Bu konuda bana ilham veren Hayallerimde ben kanalı.
4) Motivasyon olarak düştüğünüzde sizi ayağa kaldıran, size ilham veren şey nedir?
Bu değişir bazen bir film sahnesi bazen bir kitap sözü motivasyonumu düşeren ne olduğuna bağlı.
Ama genelde dostlarım olur.Bana inanan ve her zaman beni destekleyen insanlar.Ve şöyle deriz"biz şimdi bu yumurtayız ve kırıldık ama omlet olabilmek için bu şarttır."😀
5) Hayat mottonuz nedir?
Sevmekten,gülmekten iyilik yapıp dua etmekten vazgeçme.
Ve unutma 

iyi şeyler inandığında, daha iyi şeyler sabrettiğinde ve en iyi şeyler hiç vazgeçmediğinde gelir

Bu arada bu mükemmel hediyeler ve mim ikiside ilham dolu şeyler.Aynı bana onları hediye eden gibi.💟

22 Eylül 2019 Pazar

Kahve Çekirdekleri Adına

Aynı anda iki şeyi kahve ve çayı sevmek mümkün mü?En azından benim için mümkün değil.Ikisinden biri yaşamımın orta yerine çöküp bütün öğünlere müdahale etmek zorunda.Dönem dönem değişiyor.bu  aralar favorim Kahve.Kokusu,çekirdekleri mest ediyor beni😀bu yüzden  bu ay ki tarif "kahve çekirdeği kurabiyesi.Ben boyutunu ayarlayamayıp 70 tane çıkması gerekirken 20 tane çıkardığım için boyutu koocaman olsada tadı çok güzel herkesin bilmesi gerekir.Dünyaya yayalım bu tarifi😁
Malzemeler
125 gr oda ısısında tereyağı
 1 su bardağı pudra şekeri
 2 su bardağı un
 Yarım su bardağı nişasta
 2 tatlı kaşığı  Türk kahvesi 
3 tatlı kaşığı  kakao
 1 tatlı kaşığı  kabartma tozu
 1 tatlı kaşığı vanilya
 1 adet yumurta

Un hariç bütün malzemeleri yoğurup  en son unudu ekliyoruz.Asıl tarifte fındık büyüklüğünde 
Fakat kurabiye canavarları için kocaman yapabilirsiniz.Ha birde yuvarlanıp üzerine kürdanla şekil veriyorsunuz.Kolay mı kolay lezzetli mi lezzetli.Denerseniz yazın banada mutlaka.
Bu aralar şeker portakalı serisini 
Okuyorum.Her okuyuşumda daha bir 
Seviyorum.Kurabiyeler,süt ve kitaplarım ile bahtiyarım.
"Kendimi mi öldürsem, yoksa bir fincan kahve mi içsem?” diye düşünürseniz.Alternatif cevabımdır.Kahve çekirdeği kurabiyesi yiyin.
Kalın sağlıcakla..

15 Eylül 2019 Pazar

Hey humble versene bir Bambu

Merhaba ^^
Geçen hafta aldığım bi kararla küçük küçük adımlarla yaşamımı yeşile yaklaştırmaya başladım.Ilk adım zaten yenileme  zamanı gelen diş fırçası ve diş macunumu yeşile çevirdim. bambu diş fırçası ve vegan macun alıp son şampuanımında kutusunu çöpe atıp   yeşil mi yeşil sabunumu aldım. 
Öncelikle neden bambu fırça derseniz zira plastik fırçalar diğer bütün plastiklerde olduğu gibi geri dönüştürülemeyen ve doğayı kirleten bir çöp.Aldığım marka Humble Brush'un fiyatı 30 lira.Aslında ben ucunda aktif kömür olandan almak istediysemde eczanede olmadığı için alamadım.
Çokta gerekli olmasa da bambu kutusunuda aldım ki bir ömür kullanmalık.Fiyatı 40 lira.Oldukça hafif seyahate çıkarken tam çantaya atmalık.
Son olarak macunumda aynı markadan aslında Eyüp Sabri Tuncer'in vegan bir macunu varmış.Aradım ama bulamadım.Aslında vegan değilim ama vegan markaların doğaya daha duyarlı davrandığı gibi bir hissim var.Bu yüzden yine aynı markanın macununu aldım.Ki karton pakette olmaması bir avantajdı.Hiç aklıma diş macunlarının dış paketlerindeki kartonların çöp olduğu hiç bir faydası olmadığı gelmezdi.Sevgili Taha'nın yazısında okuyunca kafama dank etti.
Birde yine doğal bir fikrim vardı.
Bir dergide okumuştum parfüm ve diş macunu yapıyorsun.Karbonat,nane yağı ve hindistan cevizinden diş macunu karbonat,su,lavanta yağı ve limondan parfüm yaptım.Bakalım memnun kalacak mıyım?
Barış Manço'nun bir sözü vardı."çevreyi korumak çevrecilere bırakılamayacak kadar mühim bir iştir"
Bella cio ezgisi ile çevre adına yapılmış bir şarkı cok severek dinlerim. 

14 Eylül 2019 Cumartesi

Bazı Bi Şeyler #1


Yaşam biz planlar yaparken başımıza gelen şeylerdir.Özellikle ben bir plan yapıyorsam.Bu hafta sonu planım söyle uzatıp ayaklarımı yapıp kakuleli dibek kahvemi(bu aralar favorim) kafamı dinlemek istiyordum.Tamam bazen kafamın içi  dışarıdan daha gürültülü olabiliyor kabul fakat sonuçta o benim kafam ve onlar benim boğucu düşüncelerim.Hava alanında unuttuğunuz bir valiz bir bakmışsınız etrafını çevirmişler bomba diye patlacaklar durun diye koşuyorsunuz.Işte o derece tehlikeli gözüken şeye siz "o benim "diye koşuyorsunuz.Benimde unutup düşünmeye vakit bulamadığım kendime zaman ayırmadığım zaman tam olarak böyle oluyor.Geri dönünce önemsiz fakat ihmal yüzünden büyümüş bir sorun.Annemin deyişle o taşmış ve hemen silinmemis ocaktaki süt lekesi gibi. 
Açıkçası Uzun zamandır  istediğim bir koşuşturmacanın içindeyim.Ama koşuşturma koşuşturmadır işte.Bazı zamanlar ruhumun geride kaldığını düşünüyorum
Açıkçası siz nasılsınız bilmem ama ben kendimi bir kenara çeker ve derim "Nil ne istiyorsun ?Nasıl hisediyorsun?"
Yanlış anlamayın asla içine kapanık değilim.Ama böyle içime dönüp kendime ait o oda da vakit geçirmeyi seviyorum.Sonuçta herkese vakit ayırdığımız kadar kendimize de ayırmalıyız öyle değil mi?
Lise zamanında okul gazetesinde yazdığım bir şiir ile noktalıyorum cümlemi.
"Bugün bi değişiklik yap
Ilk dönemeçten sap
Sıcacık Kahveni kap
Al eline de bir kitap
Otur bir banka şap:)"

9 Eylül 2019 Pazartesi

Sıfır Atık Fikirleri

Merhaba!
ağaç ev sohbeti için hazırladım kahvemi oturdum mindere.Ve işte başlıyoruz.Bu hafta gündem doğa ile ilgili olunca daha bi heyecanlandım.Ben uzun uzun bu konu hakkında bilgiler yazmaktan ziyade yaşamımızda pratiğe dönüştürecegimiz 1 kaç fikir vermek ve 2 projeden bahsetmek istiyorum.
Madde 1:karbon ayak izini ve su ayak izini hesapla.Durumun vahametini gör ki seni harekete geçirecek 1 şey olsun.
Bu konu ile alakalı çok güzel 1 proje var bu konu  ile alakalı yazım için Tık.
Madde 2:yeni kararlar al ve buna sadık kal.1 anda köklü bir değişim seni zorlayabilir bu yüzden küçük ve istikrarlı ilerle.
Su ayak izini hesapladın ve kanın dondu bir tek ben mi bu kadar su kullanıyorum dedin.Yaşamım değişmeli dedin.Bir anda alışkın olduğun yaşamı tepetaklak edemezsin gel beraber değişelim.Bende çevreye karşı duyarlı olma kararı aldım ve her hafta yada her ay bu konu ile ilgili bir değişiklik yapacağım.Minik ve Köklü değişiklikler.Bu konuda Melisa Geliş ve Gizem Aihemer sana ilham verebilir.
Madde 3:Asla vazgeçme !
Her şeyin altın kuralı bu değil mi ?zaten
En iyisi seni bağlayacak 1 şey bul.Kitap kulüpleri gibi sıfır atık klübü niye olmasın oda arkadaşın , ailen  bu konuda kararlar alıp uygulayabilir birleşip kafa yorabilirsiniz.Diğerlerinin varlığı sana güç verecek yada blogger arkadaşlar ile bile olabilir.
Veyada Wwf Türkiye 'nin 1 güzel hareket ine katıl ve söz ver!Bizim için küçük ama dünya için büyük 1 adım at.
Dediğim gibi bu konuda yazmaya devam edeceğim o yüzden şimdi diyeceklerim bu kadar.Bir daha ki ağaç ev akşamında görüşmek üzere !sözü diğer blogger arkadaşlara bırakıyorum.😊

7 Eylül 2019 Cumartesi

Yeşili koru ki genç kalasın!

Merhaba!
Yaşamımı şekillendirdiğim ve yeni renkler  kattığım şu günlerde 21 yaşında yapmak istediklerinden biriside plastiği kapı dışarı edip,atıklarımı azaltmak griden çalıp yeşile veren bir roobin hood olmak!Bu yolculuktaki maceralarımı sizinle paylaşacağım.

Öncelikle sıfır atık ne demek?Annemin felsefesi batırma ki temizlemek zorunda kalmayasına benzer bir felsefe.Olay geri dönüştürmekten ziyade atık çıkarmamak.bu yüzden 5 r kuralı var.
5R kuralı; refuse (reddet), reduce (azalt), reuse (yeniden kullan), rot or replant (kompost yap, yeniden dik) ve recycle (geri dönüştür)

 
Yeşilin her tonuna hayran olan ben zaten uzun zamandır dikkat etmeye çalışsamda büyük bir değişim yapmamıştım.Şimdi ise level level değişim için uğraşacağım.
Bu konuda daha çaplı bilgi edinmek isterseniz size iki tavsiyem var.Birisi Gizem'in bana ilham veren : Bu videosu.Gizem Sıfır atığa ilk plastiği yaşamından çıkar mottosu ile başlıyor ve bu dönemde aldığı kararları anlatmış.Bana mantıklı geldi.Zaten oldum olası plastiği sevmem.Birde  geri dönüşümünün zor olduğunu ve  yeryüzünde hiç bir şekilde kaybolmayıp mikro parçalara ayrıldığını ve o zaman bile insan ve hayvanlar için bir tehlike arz ettiğini duyunca dedim bu plastiğin ipini çekme zamanı geldi.
İkinci tavsiyem Melisa Gelis'inSıfır Atık ürünleri videosu ki  her ürünü nereden temin edeceğimizi anlatmış.

Bu hafta bir alışveriş yapacağım bunun için.Dış fırçamı değiştirecektim zaten almışken bambu saplı alayım dedim.Diş Macunum vegan olsun istiyorum.Birde Suco mataralarıdan alıp minik bir adım atacağım.Insanlık için küçük fakat benim için büyük bir adım.Gelecek hafta sizinle tecrübelerimi paylaşırım.
Ne demişler 😊
"Yeşili  koru ki Genç kalasın "
Yeşille olun Esen kalın!

1 Eylül 2019 Pazar

İylik fikirleri #3

Komşunla Tanış ,kaynaş!
Bahçesindeki incir,fırındaki kek,dolabında ki limonata.Artık neyin varsa.koy bir kaba götür komşuna.
Hyge diye bir kitapta okumuştum.Danimarkalılar komşuluk ilişkileri esas alarak tasarlıyorlar evlerini.Bilirsiniz ki Danimarka mutluluk oranının en yüksek olduğu ülkelerden.Tabi bunu bir tek buna bağlayamayız fakat insan aynı binayı ,aynı bahçeyi,aynı sokağı paylaştığı insanları görmezden gelmemeli.Iyiside ve kötüsüde var tabi.Ama bunu o insanlarla tanışmadan nereden bilebiliriz ki.Kitapta şöyle diyor "komşularınızla tanıştığınız da yaptıkları gürültüler o kadar rahatsız edici gelmez"Doğru kesinlikle!Anneannemlere yakın oturduğumuz için çok sık onlara giderdik.Üst katlarında ki kiracının çocuğu evi başımıza yıkacak derecede olurdu.Ben alıştıkları için kızmıyorlar zannederdim oysaki çocuk onlara neşe bir uğraş olmuşta ondan.
Bunun gibi örnekler çoğalır.Hadi bir şeyler yapın.Bir kek,bir limonata bir kurabiye.Ve hani şu her kapıyı açtığınızda karşınıza çıkan,rastgelmemek binbir emek harcadığınız komşunuzu yada karşı binada oturan çamaşır sererken rahatlayıp belkide iki laf ettiğiniz o teyzeye gidin.Sait Faik "her şey bir insanı sevmekle başlar "
demiyor mu?sizde size en yakın olanlardan başlayın.Belki sever belkide "aman benden uzak olsun" dersiniz kim bilir belkide siz yokken kapıya gelen kargonuzu alacak,açık kalan pencerenizi size haber verecek bir dost edinirsiniz.Hem  yaşam sürprizlerle doludur.Değil mi ?

Mimsi bi şeyler

Blogtaki ilk mimim.Aslında mimlerden pek hoşlandığımı söyleyememem.Ama blogger olmanın raconu gibi bi şey.Böyle güzelde sorular olunca insan içtenlikle cevaplayası geliyor.Bu mim blog aleminde yeni olan Can için.
1-Yaşınız 60-65'e geldiğinde yaşamak istediğiniz yer ?

Aslında neresi olduğunun bir önemi yok şöyle ahşap.Çiçek dolu bir bahçe ,kitap dolu bir kütüphane,dostlarımla oturup keyifli akşamlar geçireceğimiz yerler olsunda hangi ilde olmuş farketmez.
2. Bir hedefiniz varmı? varsa neler?
Bloğumda koydum fikirlerimi önüme serisinde hedeflerimi yazıyorum zaten.Ama genel açıdan Üniversite de hep kullandığım bir tabirdi"insanlara anlatılan umut hikayesi olmak istiyorum"
 3-Bloggerla nasıl tanıştınız?
Zaten yıllardır okuyordum blog.Ben  bir siteden bilgi almaktansa blog okuyup insanların tecrübelerini dinlemeyi daha çok severim.Böyle olunca hem kendime bir şeyler katmak hemde ilham olmak için açtım bloğumu.


4. Gurur duyduğunuz başarılarınız varsa nelerdir?
Üniversite sınavında iyi bir derece yapmıştım.Şimdi yazmayayım nazar değer:)birde  bir dergide rumuz isimle 3 4 tane hikayem yayınlanmıştı.Şimdilik bu kadar 😀
5-Boş vaktinizde neler yapıyorsunuz?
Haftalık planlar yapıyorum.Okunacak kitaplar,denecek projeler.Böyle olunca hiç boş vakit kavramını karşılayacak zamanım olmuyor.Önceden ayarlanmış dolu ve insanı dolduran vakitler oluyor.
Ilk mim heyecanı da ayrı oluyormuş kendimi röportaj yapılıyormuş gibi hissettim.Umarım size ilham verir!

24 Ağustos 2019 Cumartesi

İyilik fikirleri #2

Madem ki mektuplarda buluşacağız.
     O halde Yaşasın mürekkep!
Mektup yazmak nasıl bir iyilik olacak!En önce kendimize bir iyilik.Geçip giden zamanları bir yerde bulmak istediğimizde bize yol gösterecek mektup.Ilkokuldan sıra arkadaşın,yazlıktan komşun,ortaokuldan öğretmenin,Almanyadaki akraban,köydeki anneanen,babadostun Halil Dayın,liseden üst sınıflardan seni koruyup kollayan o kişi,kütüphanede ki o görevli.Ne bileyim vardır mutlaka biri.Bugünüzde olmayan fakat dününüzde çok yer kaplayan.Kaybolup gitmesin istediğiniz.Sizin yüreğinize dokunan veya sizin dokunduğunuz.İşyerinden çaycı abi,Üniversiteden oda arkadaşınız.Bir zamanlar bir anda sizi mutlu eden birini bulun dünden.Ve bir şeyler yapın.Biraz onun için çokça kendiniz için.Murathan Mungan demiyor mu " Ne kalacak bizden?bir mektup bir kart,birkaç satır ve benim şu kırık dökük şiirim"

Öyle afilli cümlelere gerekte yok.Yaz ne geliyorsa içinden.Korkma istersen nasılsın?diye başla ve anlat başından neler geçtiyse.Istersen bak sen şimdi hayatımda yoksun ama iyiki vardın de ve bir şiir yaz bir alıntı.Korkma kalemi eline al ve kağıda dokun."Mektup yazarken hiç düşünme, aklına geleni, içinden geleni yaz... Neyi ve niye düşünüp taşınıp yazacakmışsın? Kalp düşünmez. Sen bana kalbinle yaz. "Der Nazım Piraye'ye.
Içine kalbinden geleni yaz.Yüreğinin götürdüğü yere gitsin o mektup.Bir poset çay koy içine "sıcacık iç için ısınsın"de.Onun içini mektubun ısıtır zaten.Bir kartpostal,bir gazete broşürü  sığdır.Bir çizim,bir karalama.Git postaneye ve hakkını ver postahane isminin.Ben mektup göndereceğim de.Yapıştır pulları.Hisset kağıdı,pulu.Ve en cokta insan olmayı iyilik yapmayı.Mektup 4 lira.kartpostal iki .  Bir tebessüm bir ahde vefa için çok bir şey mi?
  Ben şuanda vefat etmiş fakat bana çok şey katmış ilkokul öğretmenimin ailesine yazacağım.Nerede oturduklarını öğrendim.Adresi bulamazsam yapıştırıp pulu evlerinin önüne bırakacağım.Ve inanıyorum yıllar geçsede mektubum ve ben unutulmayacağım.
Not:niye bu yazı bu kadar şiirsel oldu bilmiyorum.Ama ahengi bozmak istemedim.
Dipnot:gönderi ücreti mektup ağırlına göre değişebilir.Sabit fiyat değil
Eğer birine mektup yazar veya yazmaya karar verirseniz lütfen benide haberdar edin.
ESEN KALIN.

23 Ağustos 2019 Cuma

liseden arkadaşlar



Liseden mezun olana kadar okulumu sevdiğimi bilmiyordum.  Der Selçuk Aydemir liseden arkadaşlar kitabında.Lise sonuçta yaşamımızda güzel dostluklar kazandıran yaşamı bir nebzede olsa öğrendiğimiz yerdir.Biz liseden 7 arkadaşla kendimize 7 güzel adam gibi 7 güzel kız derdik Ve edebiyat öğretmenimizi çok severdik.Bugün onlarla bi araya geldiğimde yaşamın bizi nasıl da farklı yollara savurduğunu gördüm.Mezun olalı ilk buluşmamız değildi.Ama üniversite bitip yaşama atılınca kiminin şansı yaver gitmiş,kimi okulu bitirip evin hanımı olmuş,kimi yüksek lisans yapmış.kendimi biraz kötü hissetmedim değil.Her zaman ki kararsızlığım okul bitincede beni bulmuş öylesine kala kalmıştım.Bi kac gündür ışte bu buluşmadaki tükenen hevesimi ve heyecanımı toplamaya çalışıyorum.Kendi kendime "bak Nil senden naber sen bu yaşamda neler başardın"diyip duruyorum. Insan bazen yaşam dolu umut dolu olup bir gün sonra aşırı karamsar olabiliyor Bir gün herşeyin üstesinden gelirim diye nidalar atarken bir gün sonra kedi gibi köşeye sinebiliyor.Yinede ve herşeye rağmen çok güzel bir gündü.Ne kadar güzel insanlar birikitirdiğimi tekrar hatırlayıp şükrettim.Insanın  omuz omuza birbirine destek olduğu beraber ağlayıp beraber güldüğü o arkadaşları unutması ne mümkün !


19 Ağustos 2019 Pazartesi

Koydum fikirlerimi önüme #1


(görsel oamul.comdan alıntıdır)
Emile zola'dan çok sevdiğim bir alıntıdır. "...Ancak yazıya geçmiş düşüncenin değeri vardır; geri kalanlar boş çırpınmalardan, rüzgarın alıp götürdüğü bir saatlik hayallerden, başka bir şey değildir..."
Işte bu sebebtendir ki bu yazıyı yazıyorum.Kafamda yapmak istediğim milyon tane şey var.Okumak istediğim kitaplar edinmek istediğim beceriler ve olmak istediğim birisi var.
1- ıngilizce  dil seviyemi geliştirmek ve yeni diller öğrenmek istiyorum.En azından çoğu dilde gramer olmasa bile A1 seviyesinde konuşucu olmak hedefim.Bu konuda kendime Fatih Sultan Mehmet'i Barış Mançoyu örnek alıyorum.
2.olarak mutfak becerilerimi geliştirmek istiyorum.Bir defter ve blogda bir kendine meydan okuma ile bu işe atıldım.
3.Kendime bir okuma hedefi koymuyorum genelde çünkü ben okumayı sevmem ki kim nefes almayı sever kafasında biri olarak her zaman elimin altında kitap olur.Çanta alırken birinci kriterim içine kitap sığmasıdır.Fakat geçen yıl bir liste yapmıştım her ülkeden bir kitap.Ve bilmeden duymadan rastgele sırf başka ülkenin yazarı olsun diye aldığım kitaplar bana o kadar çok şey kattı ki.Jose Saramago ile tanıştım, asla okumayacağım kitapları;Çiçekler kimin için açıyor,drina köprüsü gibi kendi stilimin tamamen dışında kitaplar okudum.Bu yıl hedefim bu listeden 10 ülkeyi daha halletmek.
4.Excel,power point vs.gibi bilgisayar alanında kendini geliştirmek 10 parmak klavye kullanıcısı olmak istiyorum.
5.Geçen bahar profosyonel kamera alma hedefine ulaşmış fakat bu konuda hiç ilerleme kaydedemistim.Bu yıl hedef pozlama öğrenmek.
6.Blog yazmaya devam etmek.Ki blog hem okuyanlar ilham olurken hemde kendimize bir motive kaynağı oluyor.

şimdilik beynimin içindeki örümcek ağları bunlar.Bir defter aldım ve aklıma geldikçe yazıyorum.Suda taş sektirmeyi öğrenden tutunda,işaret dilini öğren'e kadar türlü türlü maddeler.Böylelikle   Bak Şeyma Nil duracak,boş geçirek vaktin yok diyorum.Sonuçta bu 1 yıl ara fikrinin sonunda beni ne bekliyor bilmiyorum.Yüksek lisans?bölüm değiştirme.En iyiyi umut edip en kötüye hazırlanıyorum.
Not :Çizimler Japon  illüstrasyon sanatçısı Sakai'nin.Sakai,illüstrasyonlarında uçan kelebekler,kuyruğunu sallayan kediler,dumanı tüten sıcacık kahve vs. Gibi küçük ayrıntılara mutluğu gizlemiş.Şu sözü zaten olayını açıklıyor "Bazı insanlar için mutluluk çevresinde ki insanlara yada paraya bağlı olsada ,bence mutluluk tercihtir"