28 Kasım 2021 Pazar

güzel şey yaşamak

 

Kendi içindeki dünyanın biçimini değiştirdiğini, içinde yaşadığın dünyanın da iki saat önceki dünyayla aynı olmadığını, bir daha da asla aynı olmayacağını ve olamayacağını hissedersin.
Bu sonbahar güzeldi. Hele kasım ayı. Kitap okuma anlamında çok verimliydi. Eski tempomu yakaladığım için çok mutluyum. Kitap okumayı unuttuğum fikrine kapılıp çok korkmuştum. Okuyacağım kitapları çalışma masama koyup, bitirme hedefleri ayarlayıp günlere böldüm. Her akşam rutin bir şekilde yemeğimi yiyip kahvemi yapıp kitap okumaya koyuldum. Kitap bitince biraz ingilizce çalışıp belgesel yahut film izledim. sosyal medya bağımlılığından kurtulduğum için mutluyum.
Okul 2. öğretmenler gününü geçirdik. Çok güzeldi. Hala masam çiçeklerle dolu. Pahalı parlak hediyelerde vardı. Ama galiba ben en çok çiçek buketini sevdim.
Genel olarak sonbahar hedeflerine ulaştım. Ayda bir kere aile büyüklerini aradım. Ailemle kaliteli zaman geçirmek için vakit ayırdım. sağlıklı olmak için uyku düzenimi ve tüketim alışkanlıklarımı gözden geçirdim. Normal şartlar altında yılın bu zamanlarında tamamen dağılmış olurdum. Yeni yılı hevesle bekler, şu olaylar bitsin toparlanacağım derdim. Bu fikirden kurtulduğum için mutluyum. Yılı  mevsime bölüp her mevsimin içinde kendi hedeflerimi koyuyorum. Böylesi daha iyi.
Kış mevsimi için hedeflerim 5 kilo vermek, rutinlerime bağlı kalmak,  bir dilin a2 seviyesine gelmek. Dil konusunda kararsızım. Eskiden olsa göz kırpmadan İspanyolca derdim. Şimdi Korece ilgimi çekiyor yükselen kültürünün etkisiyle. 
Bu günlerde çok neşeliymişim. Tatil dönüşü bile modum yüksekmiş öyle dedi öğretmenler. Gerçekten vücudunun ihtiyaçlarına spor, yeme, içme önem vermek yaşam kalitesini artırıyor. Birde Şiddetsiz İletişim kitabını okuyorum. Böyle ders kitabı gibi notlar alarak. Çalışarak, uygulamalarını yaparak. Kendimi ölçüp tartarak. Dünyayı çevremi değiştiremem ama bakış açımı değiştirebilirim fikrinin dibine vurarak. Galiba bu oldu bana. Her şey aynıyken ben şefkatimi ve anlayışımı arttırdım. 
Kitap kulübün ikinci toplantısına katıldım. Çok güzeldi.  Yazarın sancılarını dinlemek, kitabı yazınca sancılarının dindiğini söylemesi acaip hoşuma gitti. 
Kıyamet parkı bir günde okuyup bitirdim. İnstagramda Alper Canıgüz'ün  katıldığı bir toplantıdan röportajını izledim. Çok garip! O kadar alışmışım ki sevdiğim yazarların başka bir çağda var olmasına. Onun bu çağda var olması benimle aynı ülkede yaşayıp aynı olaylara maruz kalması bir garibime gidiyor. 
Miss Representation belgeselini izledim. Güzellik dayatmasının kadınlar üzerindeki etkilerinden bahsediyor. Amerika merkez alınarak çekilmiş bir belgesel. Beni en çok hayrete düşüren şey bu algının sadece insanları tüketime yöneltmesi, halk tabakasını etkilemesi değil bununlar beraber siyasi tabakadan kadınları, mahkemelerde tutulan tutanakları bile değiştirmesiydi. Mesela politika yapan kadınların görünüşleri yaptığı işlerden daha çok haber oluyor. Aynı olaya bir kadın hakim ile erkek hakimin verdiği kararda farklı yüklemler kullanıyor. Yahut televizyonda 15-33 yaş arası kadınların var olması sembolik imhadır ve o kitlenin yok sayılmasıdır gibi vurucu şeyler vardı.
Orhan Veli'nin mektuplarının olduğu bir kitabı okumaya başladım. Ama gamsız kedersiz kimseye eyvallahı olmayan bir adamın aşık olduğu kadının bir sözcüğüne takılıp kendini heba etmesi, zayıf ve kırılgan cümleleri beni derinden sarstı. Düşününce şair olmak için böyle bir tutuma sahip olmak gerekir. Ama nedense benim için Orhan Veli farklıydı. Gerçekten okur kendini buluyor şiirlerde. Şair orada ama yok. O sözcüklerden bir ayna yapıyor. sende o aynada kendine baktığını fark etmeden hayran hayran cümleleri peşi sıra okuyorsun.

sonbahar gitti.
 Neyse ki ben artık tüm mevsimleri  ve haftanın tüm günlerini seviyorum.

Yaşamak güzel şey
 Rick And  Morty'nin yeni sezonunu beklerken.
Alışveriş listeme eldiven, atkı yazarken
Akşam üzeri geçtiğim yolda
akşam sefalarının kokusunu içime çekerken
Güzel şey yaşamak.
Raflarda okunacak kitaplar
Kavanozlarda buram buram kokan kahveler varken.
Güzel şey yaşamak
23 yaşındayken
ve içimde neşeli ezgiler cıvıldarken.


16 Kasım 2021 Salı

dönüşüm

(kasım, kent müzesi)

(deniz kenarı okumaları)

(15 kasım, Lyleria Antik Kenti)
O sabaha kadar sadece vardın. Ama o andan itibaren var olduğunu biliyordun. Hayatta olmanın, yaşamanın ne olduğunu düşünebiliyordun ve bir kez bunu başardın mı, kendi varoluş gerçeğinin tadını doyasıya çıkarabilir­ din, yani kendine, yaşamak ne güzel şey, diyebilirdin.


Bir bakmışım yine dağılmışım. Bir bakmışım umutsuz ve mutsuzum. Bir bakmışım neşe saçıyorum. Bir arkadaşım ''sana  uzaktan bakınca duygularını yönetebildiğini düşünürdüm hep. ama yaklaştığımda duygularının seni yönettiğini gördüm.'' dedi. Bir yerde düşüncelerini yönetebiliyorsan düşüncelerde duygulara yol açıyorsa duygularla yönetilmek pervasızca mı davranmaktır?  Duyguların ve düşüncelerin yönetildiği bir çağda ne kadar varlığımızla kendimiziz ve kendi tercihlerimizi yaşıyoruz tartışılır. Özellikle The Great Hack belgeselini izleyip seçimlerde kararsız kitlelerin  kolayca yönlendirildiğini gördüğümde tamam dedim. İşte her şey apaçık ortada. İnsanlık hiç bu kadar kendin olma konusunda zorlanmamıştı.
Geçenlerde Avrupa Tarihi okurken Azteklerin atlı İspanyol süvarilerini yarı insan yarı at olarak algılayıp karşı koymadan teslim olmalarını okuyunca ilk şok oldum. sonra tamam dedim. Cehalet her yüzyılda beraberinde bayalığa  hayranlığı getirir.
Dün akşam çok keyifliydi. Anne tarafından akrabalarla gençlerin hiç ilgisini çekmeyen toplantılar olur. Kuzenim bilgi yarışması hazırlamış. Ben Annem Dedem bir takım olduk. Dedemi bile o kadar istekli ve hevesli görmemiştik. Yarışma boyunca sabitlenen telefon kameraları ile çekim yaptılar. Bir başka kuzenim bir daha ki toplantıya onu editleyecekmiş. Ya dedim ne kadar hoş. Niye onca zaman aklımıza gelmemiş.
Dün tüm öğleden sonra akşama kadar vizeler için çalıştım. Kesinlikle çalışmaya öğrenmeye aşığım.
Geçen hafta okula Tübitak Projesi için liseli gençler geldi. sanki bir sempozyumdaydım. Güzeldi. Onlarda mutlu oldular. Konuları kadına şiddeti. Bize sorular sordular ve konu hakkında fikirlerimizi aldılar. 
Aslında tatile girmeden kitaplarımı sipariş etmiştim. Tatilde rahat rahat okurum diye. Ama kitaplar bir türlü temin edilemedi. Umarım kitap kulübünün toplantısını kaçırmam. Birde bir yol buldum. Kitapları uzunluğuna göre 5'e yahut 7'ye bölüyorum. Her gün kaçıncı sayfaya kadar geleceğimi belirliyorum. Çok yorgun hissetsem bile bu şekilde okuyabiliyorum. Bu ay 8 kitap bitirdim.  İnsan gerçekten okuma aşkını söndürebiliyor. 
Bu arada geçen hafta veli toplantısı vardı. Velilerden çok güzel geri dönüşler aldım. Bir kere daha yapmaya devam ettiğinde bu devam ediş coşkuyla koşarak yahut sürünerek olsun bir şekilde bir şeyler oluyor. 
 Anneannemlerle  Lyleria Antik Kenti ziyaret ettik. Antik Kentler ziyaret etmek beni canlı tutuyor. O insanların sesini, görüntüsünü hayal etmeyi çok seviyorum. Ama tabi yangından burası da etkilenmişti. Ağaçlar yanmış ve her taraf kül doluydu. Garipti. sanki az önce terk edilip gidilmiş gibi bir hali vardı. Anneannem her şeyi kendince yorumladı. Bunlar ekini nereye ekiyordu? Madem Türk değiller neden Türkiye'ye gelmişler. Tatlı ve aksi ihtiyar yine de geziyi sevdi. Elinde kamerası ile kendince bir yerleri fotoğrafladı. Hatta gezi bitince yeni gelenlere yol gösterdi. Çok komikti. O olmasa daha mistik bir tarzda olurdu muhakkak. Ama onun varlığı bizi daha gerçek kıldı. Küçük kuzenim(6) arkeolog olmak istediği için bu tür yerlere gezilerin çoğalmasını istedi. Garip hissettim. Ben her zaman ne istediğini bilmeyen her şeye heves eden o çocuktum. Bir astronottan hayat derslerinde Albay Chris Hadfield bu hayalini 9 yaşında kurduğunu söyledi. Öyle garipti ki. Yıllar sonra NASA'dan haber gelince ''9 yaşında ki o çocuğun hayali gerçek oldu'' diye yazmıştı.  O an bir garip oldum ve ağlamaya başladım Bir hayale sahip olup çabalamak mükemmel bir şey. sonunda gerçek olup olmaması önemli değil. Çünkü bir hedefe sahip olduğun an dönüşmeye başlıyorsun. Eğer gündelik görevlerin arasında sıkışıp kalırsan dönüştüğün şey Kafka'nın Gregor samsası oluyor.
Hissediyorum. Bende dönüşüyorum.
Fakat bu sefer samsanın ki gibi değil.