16 Kasım 2021 Salı

dönüşüm

(kasım, kent müzesi)

(deniz kenarı okumaları)

(15 kasım, Lyleria Antik Kenti)
O sabaha kadar sadece vardın. Ama o andan itibaren var olduğunu biliyordun. Hayatta olmanın, yaşamanın ne olduğunu düşünebiliyordun ve bir kez bunu başardın mı, kendi varoluş gerçeğinin tadını doyasıya çıkarabilir­ din, yani kendine, yaşamak ne güzel şey, diyebilirdin.


Bir bakmışım yine dağılmışım. Bir bakmışım umutsuz ve mutsuzum. Bir bakmışım neşe saçıyorum. Bir arkadaşım ''sana  uzaktan bakınca duygularını yönetebildiğini düşünürdüm hep. ama yaklaştığımda duygularının seni yönettiğini gördüm.'' dedi. Bir yerde düşüncelerini yönetebiliyorsan düşüncelerde duygulara yol açıyorsa duygularla yönetilmek pervasızca mı davranmaktır?  Duyguların ve düşüncelerin yönetildiği bir çağda ne kadar varlığımızla kendimiziz ve kendi tercihlerimizi yaşıyoruz tartışılır. Özellikle The Great Hack belgeselini izleyip seçimlerde kararsız kitlelerin  kolayca yönlendirildiğini gördüğümde tamam dedim. İşte her şey apaçık ortada. İnsanlık hiç bu kadar kendin olma konusunda zorlanmamıştı.
Geçenlerde Avrupa Tarihi okurken Azteklerin atlı İspanyol süvarilerini yarı insan yarı at olarak algılayıp karşı koymadan teslim olmalarını okuyunca ilk şok oldum. sonra tamam dedim. Cehalet her yüzyılda beraberinde bayalığa  hayranlığı getirir.
Dün akşam çok keyifliydi. Anne tarafından akrabalarla gençlerin hiç ilgisini çekmeyen toplantılar olur. Kuzenim bilgi yarışması hazırlamış. Ben Annem Dedem bir takım olduk. Dedemi bile o kadar istekli ve hevesli görmemiştik. Yarışma boyunca sabitlenen telefon kameraları ile çekim yaptılar. Bir başka kuzenim bir daha ki toplantıya onu editleyecekmiş. Ya dedim ne kadar hoş. Niye onca zaman aklımıza gelmemiş.
Dün tüm öğleden sonra akşama kadar vizeler için çalıştım. Kesinlikle çalışmaya öğrenmeye aşığım.
Geçen hafta okula Tübitak Projesi için liseli gençler geldi. sanki bir sempozyumdaydım. Güzeldi. Onlarda mutlu oldular. Konuları kadına şiddeti. Bize sorular sordular ve konu hakkında fikirlerimizi aldılar. 
Aslında tatile girmeden kitaplarımı sipariş etmiştim. Tatilde rahat rahat okurum diye. Ama kitaplar bir türlü temin edilemedi. Umarım kitap kulübünün toplantısını kaçırmam. Birde bir yol buldum. Kitapları uzunluğuna göre 5'e yahut 7'ye bölüyorum. Her gün kaçıncı sayfaya kadar geleceğimi belirliyorum. Çok yorgun hissetsem bile bu şekilde okuyabiliyorum. Bu ay 8 kitap bitirdim.  İnsan gerçekten okuma aşkını söndürebiliyor. 
Bu arada geçen hafta veli toplantısı vardı. Velilerden çok güzel geri dönüşler aldım. Bir kere daha yapmaya devam ettiğinde bu devam ediş coşkuyla koşarak yahut sürünerek olsun bir şekilde bir şeyler oluyor. 
 Anneannemlerle  Lyleria Antik Kenti ziyaret ettik. Antik Kentler ziyaret etmek beni canlı tutuyor. O insanların sesini, görüntüsünü hayal etmeyi çok seviyorum. Ama tabi yangından burası da etkilenmişti. Ağaçlar yanmış ve her taraf kül doluydu. Garipti. sanki az önce terk edilip gidilmiş gibi bir hali vardı. Anneannem her şeyi kendince yorumladı. Bunlar ekini nereye ekiyordu? Madem Türk değiller neden Türkiye'ye gelmişler. Tatlı ve aksi ihtiyar yine de geziyi sevdi. Elinde kamerası ile kendince bir yerleri fotoğrafladı. Hatta gezi bitince yeni gelenlere yol gösterdi. Çok komikti. O olmasa daha mistik bir tarzda olurdu muhakkak. Ama onun varlığı bizi daha gerçek kıldı. Küçük kuzenim(6) arkeolog olmak istediği için bu tür yerlere gezilerin çoğalmasını istedi. Garip hissettim. Ben her zaman ne istediğini bilmeyen her şeye heves eden o çocuktum. Bir astronottan hayat derslerinde Albay Chris Hadfield bu hayalini 9 yaşında kurduğunu söyledi. Öyle garipti ki. Yıllar sonra NASA'dan haber gelince ''9 yaşında ki o çocuğun hayali gerçek oldu'' diye yazmıştı.  O an bir garip oldum ve ağlamaya başladım Bir hayale sahip olup çabalamak mükemmel bir şey. sonunda gerçek olup olmaması önemli değil. Çünkü bir hedefe sahip olduğun an dönüşmeye başlıyorsun. Eğer gündelik görevlerin arasında sıkışıp kalırsan dönüştüğün şey Kafka'nın Gregor samsası oluyor.
Hissediyorum. Bende dönüşüyorum.
Fakat bu sefer samsanın ki gibi değil.


6 yorum:

  1. Paul'ün o satırları neden sonra yazdığını biliyor musun peki? Ölüme çok yaklaştığı bir anda, ölüm onu değil en yakınındakini seçtikten sonra hissetmiş bunu ve tüm ömrü boyunca dönüp dolaşıp sağtığı en çıkmaz sokağı olmuş.. 4.3.2.1'de anlatıyor daha detaylı ;)
    Çocukken, gençken, hattâ yetişkinliğimin başında bile hayal kurmaktan vazgeçmedim ben, çoğu eninde sonunda oluyor. Fakat son 10 senedir hayal kurmuyordum, koşturmacaları bahane ediyordum, bu sene neyse bu yanlışımı düzeltiyorum az az.. Sen yapma bunu ;)
    Duyguların seni yönetmesi güzel, sürekli herşeye ve hattâ duygularına bile hakim olmaya çalışmak çok yorucu çünkü.. Çok sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım Ceren, güzel yorumun için teşekkür ederim. senin yazıların bana zaten hayal etme, kendin olma gücü veriyor. bu yorumdaaaa bunu pekiştirdii

      Sil
  2. oh oh herşey güzel :) evdeki eğlence ve veli toplantısı en hoşları :)

    YanıtlaSil
  3. O halde ben de en genç öğretmenimizin öğretmenler gününü kutlayayım; kendisinden çok şey öğrenen bir okuru olarak:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuzu bugün gördüm hatırlamanız ne kadar beni mutlu etti anlatamam :) teşekkür ederim.^^

      Sil