24 Ağustos 2019 Cumartesi

İyilik fikirleri #2

Madem ki mektuplarda buluşacağız.
     O halde Yaşasın mürekkep!
Mektup yazmak nasıl bir iyilik olacak!En önce kendimize bir iyilik.Geçip giden zamanları bir yerde bulmak istediğimizde bize yol gösterecek mektup.Ilkokuldan sıra arkadaşın,yazlıktan komşun,ortaokuldan öğretmenin,Almanyadaki akraban,köydeki anneanen,babadostun Halil Dayın,liseden üst sınıflardan seni koruyup kollayan o kişi,kütüphanede ki o görevli.Ne bileyim vardır mutlaka biri.Bugünüzde olmayan fakat dününüzde çok yer kaplayan.Kaybolup gitmesin istediğiniz.Sizin yüreğinize dokunan veya sizin dokunduğunuz.İşyerinden çaycı abi,Üniversiteden oda arkadaşınız.Bir zamanlar bir anda sizi mutlu eden birini bulun dünden.Ve bir şeyler yapın.Biraz onun için çokça kendiniz için.Murathan Mungan demiyor mu " Ne kalacak bizden?bir mektup bir kart,birkaç satır ve benim şu kırık dökük şiirim"

Öyle afilli cümlelere gerekte yok.Yaz ne geliyorsa içinden.Korkma istersen nasılsın?diye başla ve anlat başından neler geçtiyse.Istersen bak sen şimdi hayatımda yoksun ama iyiki vardın de ve bir şiir yaz bir alıntı.Korkma kalemi eline al ve kağıda dokun."Mektup yazarken hiç düşünme, aklına geleni, içinden geleni yaz... Neyi ve niye düşünüp taşınıp yazacakmışsın? Kalp düşünmez. Sen bana kalbinle yaz. "Der Nazım Piraye'ye.
Içine kalbinden geleni yaz.Yüreğinin götürdüğü yere gitsin o mektup.Bir poset çay koy içine "sıcacık iç için ısınsın"de.Onun içini mektubun ısıtır zaten.Bir kartpostal,bir gazete broşürü  sığdır.Bir çizim,bir karalama.Git postaneye ve hakkını ver postahane isminin.Ben mektup göndereceğim de.Yapıştır pulları.Hisset kağıdı,pulu.Ve en cokta insan olmayı iyilik yapmayı.Mektup 4 lira.kartpostal iki .  Bir tebessüm bir ahde vefa için çok bir şey mi?
  Ben şuanda vefat etmiş fakat bana çok şey katmış ilkokul öğretmenimin ailesine yazacağım.Nerede oturduklarını öğrendim.Adresi bulamazsam yapıştırıp pulu evlerinin önüne bırakacağım.Ve inanıyorum yıllar geçsede mektubum ve ben unutulmayacağım.
Not:niye bu yazı bu kadar şiirsel oldu bilmiyorum.Ama ahengi bozmak istemedim.
Dipnot:gönderi ücreti mektup ağırlına göre değişebilir.Sabit fiyat değil
Eğer birine mektup yazar veya yazmaya karar verirseniz lütfen benide haberdar edin.
ESEN KALIN.

23 Ağustos 2019 Cuma

liseden arkadaşlar



Liseden mezun olana kadar okulumu sevdiğimi bilmiyordum.  Der Selçuk Aydemir liseden arkadaşlar kitabında.Lise sonuçta yaşamımızda güzel dostluklar kazandıran yaşamı bir nebzede olsa öğrendiğimiz yerdir.Biz liseden 7 arkadaşla kendimize 7 güzel adam gibi 7 güzel kız derdik Ve edebiyat öğretmenimizi çok severdik.Bugün onlarla bi araya geldiğimde yaşamın bizi nasıl da farklı yollara savurduğunu gördüm.Mezun olalı ilk buluşmamız değildi.Ama üniversite bitip yaşama atılınca kiminin şansı yaver gitmiş,kimi okulu bitirip evin hanımı olmuş,kimi yüksek lisans yapmış.kendimi biraz kötü hissetmedim değil.Her zaman ki kararsızlığım okul bitincede beni bulmuş öylesine kala kalmıştım.Bi kac gündür ışte bu buluşmadaki tükenen hevesimi ve heyecanımı toplamaya çalışıyorum.Kendi kendime "bak Nil senden naber sen bu yaşamda neler başardın"diyip duruyorum. Insan bazen yaşam dolu umut dolu olup bir gün sonra aşırı karamsar olabiliyor Bir gün herşeyin üstesinden gelirim diye nidalar atarken bir gün sonra kedi gibi köşeye sinebiliyor.Yinede ve herşeye rağmen çok güzel bir gündü.Ne kadar güzel insanlar birikitirdiğimi tekrar hatırlayıp şükrettim.Insanın  omuz omuza birbirine destek olduğu beraber ağlayıp beraber güldüğü o arkadaşları unutması ne mümkün !


19 Ağustos 2019 Pazartesi

Koydum fikirlerimi önüme #1


(görsel oamul.comdan alıntıdır)
Emile zola'dan çok sevdiğim bir alıntıdır. "...Ancak yazıya geçmiş düşüncenin değeri vardır; geri kalanlar boş çırpınmalardan, rüzgarın alıp götürdüğü bir saatlik hayallerden, başka bir şey değildir..."
Işte bu sebebtendir ki bu yazıyı yazıyorum.Kafamda yapmak istediğim milyon tane şey var.Okumak istediğim kitaplar edinmek istediğim beceriler ve olmak istediğim birisi var.
1- ıngilizce  dil seviyemi geliştirmek ve yeni diller öğrenmek istiyorum.En azından çoğu dilde gramer olmasa bile A1 seviyesinde konuşucu olmak hedefim.Bu konuda kendime Fatih Sultan Mehmet'i Barış Mançoyu örnek alıyorum.
2.olarak mutfak becerilerimi geliştirmek istiyorum.Bir defter ve blogda bir kendine meydan okuma ile bu işe atıldım.
3.Kendime bir okuma hedefi koymuyorum genelde çünkü ben okumayı sevmem ki kim nefes almayı sever kafasında biri olarak her zaman elimin altında kitap olur.Çanta alırken birinci kriterim içine kitap sığmasıdır.Fakat geçen yıl bir liste yapmıştım her ülkeden bir kitap.Ve bilmeden duymadan rastgele sırf başka ülkenin yazarı olsun diye aldığım kitaplar bana o kadar çok şey kattı ki.Jose Saramago ile tanıştım, asla okumayacağım kitapları;Çiçekler kimin için açıyor,drina köprüsü gibi kendi stilimin tamamen dışında kitaplar okudum.Bu yıl hedefim bu listeden 10 ülkeyi daha halletmek.
4.Excel,power point vs.gibi bilgisayar alanında kendini geliştirmek 10 parmak klavye kullanıcısı olmak istiyorum.
5.Geçen bahar profosyonel kamera alma hedefine ulaşmış fakat bu konuda hiç ilerleme kaydedemistim.Bu yıl hedef pozlama öğrenmek.
6.Blog yazmaya devam etmek.Ki blog hem okuyanlar ilham olurken hemde kendimize bir motive kaynağı oluyor.

şimdilik beynimin içindeki örümcek ağları bunlar.Bir defter aldım ve aklıma geldikçe yazıyorum.Suda taş sektirmeyi öğrenden tutunda,işaret dilini öğren'e kadar türlü türlü maddeler.Böylelikle   Bak Şeyma Nil duracak,boş geçirek vaktin yok diyorum.Sonuçta bu 1 yıl ara fikrinin sonunda beni ne bekliyor bilmiyorum.Yüksek lisans?bölüm değiştirme.En iyiyi umut edip en kötüye hazırlanıyorum.
Not :Çizimler Japon  illüstrasyon sanatçısı Sakai'nin.Sakai,illüstrasyonlarında uçan kelebekler,kuyruğunu sallayan kediler,dumanı tüten sıcacık kahve vs. Gibi küçük ayrıntılara mutluğu gizlemiş.Şu sözü zaten olayını açıklıyor "Bazı insanlar için mutluluk çevresinde ki insanlara yada paraya bağlı olsada ,bence mutluluk tercihtir"
  


Oreolu Cupcake

21'e 21 Tarif #2
Bu ayın ikinci tarifi Cupcake.Yüzlerce çeşidi olan Cupcake dünyasına attığım ilk adım
Kardeşim Oreo sevdiği için onunda katkıları ile Oreolu Cupcake karşımızda.

Malzemeler 
Kek için;
3 yumurta 
1,5 su bardağı süt
1,5 su bardağı şeker
3 yemek kaşığı kakao
Yarım Su Bardağı sıvı yağ
2,5 su bardağı un
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu

Oreolu kreması için
1,5 paket toz krem şanti
200 gram labne 
 3 yemek kaşığı pudra şekeri
6 adet rondodan çekilmiş oreo


Hazırlanışı :
1.yumurta ve şekeri köpürene kadar çırp
2.Sütü,sıvı yağı ekle üzerine un,kakao,
Kabartma tozu, vanilya ekle ve yine çırp 
3.Cupcake kağıtlarına yerleştir.
4.170 derece fırına ver.
5.kürdan testi ile pişip pişmediğini 
Kontrol et.
Kreması için;
Bütün malzemeleri karıştır.
Soğumuş keklerin üzerine kremayı gezdir Üzerine birde Oreo kondur.
AFIYET OLSUN
Not:25 tane falan çıkıyor.

Bu tarifi sevdim özellikle çocuklar bayıldılar.Kreması biraz az oldu.O yüzden yarım paket krem şanti daha ekledim.Deneyeceklere kolay gelsin.

18 Ağustos 2019 Pazar

21'e 21 tarif #1

Buğün 1 yıl ara fikrim için neler yapabilirim diye düşünürken mutfakta kendimi geliştirmek istediğimi fark ettim.Ve 21 yaş için 21 tarif denemesi ile kendime meydan okudum. Ve her  ay 2 tarif denesem bile Yılda 24 tarif eder.Hiç bilmediğim tarifleri deneyip sizinle paylaşmak istedim.Yani bu bir yılın sonunda birde tarif defteri yapmak hedefler arasına girdi

Ve biraz düşünüp ilk tarifimi seçtim.Kurabiye Canavarlarına layık kocaman bir kurabiye.
Malzemeler;

1 çaybardağı sıvıyağ ve
1 yumurta
200 gr tereyağı
1 su bardağı nişasta(buğday veya mısır)
1 su bardağı pudra şekeri
4 su bardağı un
1 çay kaşığı kabartma tozu
1 paket vanilin
1 çay bardağı damla çikolata


Yapılışı ise şöyle ;
 sıvı yağ ile tereyağı bir çırpma teli ile çırpıyoruz.Daha sonra nişasta be pudra şekeri ekleyip çırpma teli ile karıştırıyoruz.En son un,vanilin,kabartma tozunu ekleyip yoğuruyoruz.Kıvam alınca üzerine bir de damla çikolatası dönüyoruz.istedigimiz sekli veriyor 175 derecelik fırına atıyoruz.
Bir kısmını kendime ayırıp kalanını boş ahşap bir çikolata kutusua yerleştirdim.Sokakta oynayan çocuklara vermesi için kardeşime verdim ki değmesin keyiflerine.
Belki çok klişe gelebilir ama ben kurabiye ve sütü çok severim.Kendime bir parça kurabiye ve bir bardak süt katıp keyfini çıkardım
O halde yaşasın süt ve kurabiye aşkı!

17 Ağustos 2019 Cumartesi

İYİLİK FİKİRLERİ#1

      

   Her yeri yeşile boya!

Peki bunu nasıl yapalım?bak etrafına ağaç dikilecek,tohum ekilecek hiç bir yer yok mu?Apartmanın önündeki betonun arasına sıkışmış   minicik toprağı küçümseme!Ağaç olmazsa çiçek olur.Çicek olmazsa kaktüs olur.Yeşilin her tonu uygundur. Yada pencere pervazın minik bir saksıya ev sahipliği yapamaz mı?
Peki ufaktan başlayalım.Ben kocaman bir kaktüs ve sukulent aldım.
Onları bölüp minik sos,çerez kaselerine ekiyorum.Ve misafirliğe gelenlere ,eşe dosta hediye ediyorum."Büyüt güzelce hediye et birine "diyorum
Bu yeşilin onlarca tonundan biri.Istersen bir fesleğen dalını,istersen bir çiçek tohumunu verebilirsin.Haydi bu hafta sende bir iyilik yap ve yeşilin tonuna bir renk daha kat!

İYİLİK MANİFESTOSU



İnsan en çok insan olduğunu başka birine yardım ettiğinde hisseder.Daha iyi biri olmaya çalışmayan iyi olarakta kalmaz diye bir laf vardır.O zaman her bi gün iyi olmak ve iyi kalmak için bir şeyler yapmalıyız.Kimse bizi görmese de duymasa da dünya bundan haberdar olmasa da hatta diğer insanlar bunu hak etmese de biz iyi  biri olmayı hak ediyoruz.O halde bir iyilik hareketi başlatalım.Dünya için küçük fakat kendimiz için büyük bir adım.Adımlarımızı kararlı bir şekilde attığımız ve yeni bir günü iyilikle doldurduğumuzda en azından bir şeyler yapmış olacağız.Bir zaman sonra belkide biz iyilikten ibaret olacağız.Her kötülüğün ardından onu silecek bir iyilik yapacağız!Bütün savaşlara,yolsuzluklara,cinayetlere rağmen biz iyi olacağız,iyi kalacağız ve inanın bana bir yerlerde hiç bilmediğimiz insanların yüreğine dokunacağız.Haberdar bile olmadığımız kafeste kalmış yüzlerce kuşu özgürlüğe kavuşturacağız.Bütün dünyayı iyilikle dolduramasakta kendi dünyamızı iyilikle dolduracağız...
"Ve her hafta küçük bir iyilik fikri.
kim bilir Değiştirir birinin hayatını belki."
İyilikle kalın ve Her ne olursa olsun iyi kalın !

15 Ağustos 2019 Perşembe

IRKLAR ŞEHRİ SİDE

Side Manavgat'ın sınırları içerisinde yer alan bir yarım ada üzerine kurulu antik bir kent.ırklar ülkesi anlamına gelen Pamfilya'nın en önemli merkezlerinden biri.Apollon Tapınağı,Antik lima ,tapınaklar,hamamlar,sütunlarda çevrili caddelerle bir anda insanı Antik Yunana götürüyor.
Side narlar şehri demek.Yöreye özgü narları,sulu sulu mandinaları ve zeytin ağaçları ile Akdeniz'in bütün ruhunu kendisinde toplamış bir yer.kafelere oturup nar sularınızı yudumlayıp mavinin ve güneşin tadını çıkarabilirsiniz
Side  vakti zamanında çok büyük bir kültür ve ticaret şehri olsada Arap akınları,korsan saldırıları ve depremler ile ölü bir şehir haline gelmiş ve Ne Selçuklular ne Osmanlılar bu şehre yerleşmiş.Bundandır ki Osmanlı zamanından bir eser bulunmamakta.Side de Giritliler tarafından kurulmuş birde köy bulunmakta.Yani sahilde Antik side ,iç kesimlerde
ise gelişmiş bir Side sizleri bekliyor.
 Side çarşısında gezebilir hiç tatmadığınız tropikal tatları tadabilirsiniz.Esnaf cana yakın  her bir meyve hakkında bilgiler veriyorlar.
Minik Side Turumuz böyleydi.Akdeniz havası teneffüs etmek isteyenler buyrup gelebilirler.Esen kalın.

14 Ağustos 2019 Çarşamba

Noktaları Birleştirmek

Steve Jobs'un Üniversite mezuniyetinde bir konuşma vardı.Youtube da öylesine gezerken denk gelmiş ve izlemiştim.başına gelen kötü şeyler bahsediyor ve şöyle diyordu "noktaları ileri bakarak birleştiremezsin ancak geriye bakarak birleştirirsin."Yani başına kötü şeyler geldiğinde veya istemediğin şeylere maruz kaldığında şu an senin için hiç bir yararı olmayacağını ,hayatın için bir anlamı olmadığını düşünme.Bunu ancak gelecekte her şey bitip  geriye baktığında anlarsın.Rastgele izlediğim bir video hayata karşı bakışımı şekilendirdi.Her bir yılın sonunda artık olaylar bittiğinde  kendimi kıyıya attığımda bunu görüyorum.Başıma gelen kötü olaylarında bana kazandırdığı bir şeyler var .Ve ben bunu o an göremesem de biliyorum.Bunu bilmek ve hissetmek gerçekten güzel !

Huzur

Huzur bundan 11 yıl önce alınmış fakat nasıl olduysa bir türlü okuyamadığım bir kitaptı.Yaz için okuma listesi yaparken bu arkadaşımın tavsiyesi ile hatırladım ve okumaya başladım.Sadece okumuş olmak için okurken bir baktım kitap yüreğime dokunuyor.Ahmet Hamdi Tanpınar'ın o şiirsel cümleleri,Mümtaz'ın ve çevresindekilerin yeni ile eski arasında ki o zorlanışları,bir harbin külleri daha sıcakken yeni bir harbin haberleri ve insanların aradığı  o Huzur beni gerçekten etkiledi.Yeniliklerin kucağında bir toplumda  kişilerin o gelgitlerini.Kimilerim doğu ile batının sentezlemesini  savunurken kimilerin hınca hınç doğuyu yani eskiyi,kimilerinin ise hınca hınç batıyı savunmalarının anlatıldığı, bir devrimize ışık tutan bir romandır.Karakter tahlillileri,şiirsel yapısı romanı okunur kılıyor.Tanpınar ile tanışmak için oldukça iyi bir seçim.

Güneş Çiçekleri

Hiç merak ettiniz mi ?Bu ay çiçeklerine niye ay çiçeği diyoruz?
Ay çiçeklerinin Ingilizce karşılığının sunflower olduğunu öğrendiğimde bi afallamıştım.Sahi bu çiçekler aya bakmıyor ki !Güneşe bakıyor neden Güneş çiçeği değilde ay çiçeği ? Neyse ki bunu merak eden tek insan ben değilmişim.Vakti zamanında Doç.Dr.Yusuf Özçoban da merak Etmiş ve araştırmış , bu konu hakkında bir makele yazmış.Öncelikle bu çiçeğe bütün dünya dillerinde güneş çiçeği deniyor.Hatta diğer Türkçe lehçelerinde bile.Türkiyenin bazı yörelerinde günebakan,güne döndü gibi isimler söylenirken bir cok yerinde ay çiçeği deniyor.Çiçeğin hareketleri güneşi baza almışken ve bu denli güneşe benzerken bu gün de ne  bu ayda ne?Öncelikle gün,kün güneş demek.Yani güne bakan:güneşe bakan anlamında.Aya kelimesi avuç içi ve terazi kefesi anlamında.Çiçeğin ortasının tabak ,kefe gibi olmasından benzetilip aya+çiçeği denmiş.Yani aslında ay değil ayaçiçeği.Bunu öğrenmek benim için iyi oldu.
(Sarı tarlalar ay çiçeği tarlası)
Birde fotoğrafı Konya Antalya yolu üzerinde çektim ki sadece Trakya da görebileceğimi sandığım muhteşem bir manzara idi.Gerçektende bazı güzelikler bizi nerede bekler ,bilemiyoruz .

11 Ağustos 2019 Pazar

İKİGAİ

Japonya hakkında konuşmayı ve yeni şeyler öğrenmeyi seven bem İkigai hakkında bir kitap çıktığını öğrenince çok mutlu olmuştum.Fakat kitabı okuyunca mutluluğum kuş olup gitti. 
Kitabın konusu şöyle : İkigai Japonların nasıl uzun yıllar yaşadıklarını anlatan bir yaşam felsefesidir.ikigai kelime manası olarak; “iki” hayat, “gai” de amaç, gaye anlamlarına geliyor. ikigai kısaca kelime olarak; “hayatın amacı” olarak tanımlayabiliriz. ikigai felsefesinin en güzel tanımı ise “sabah uyandığınızda sizi yataktan çıkaran şey” olarak adlandırılır.Sevilesi bir kelime kabul.Fakat kitap için aynı şeyi söyleyemeyeceğim
.Kitap İkiagaimizi bulmak üzerine yazılmış bir kitap.Kitabı özetleyecek olursak: hayattaki amacını bul,egzersiz yap,sağlıklı beslen, şu ana odaklan.Kitap bu kadar derin bir felsefeyi çok yüzeysel anlatmış kanaatimce.Sadece bu kelimeyi düşünmek ve anlamaya çalışmak kitabı okumaktan daha yararlı olur diye düşünüyorum.
 Belki ilk kez Japon kültürü hakkında bir kişi kitabı okursa beğenebilir.Ama kitabı yazanların Gaijin olması bunda en büyük etkendi.'Gaijinin türkçe karşılığı gavur diyebiliriz, fakat japonlar için çok daha sert kültürel bir anlam barındırmaktadır. çoğu zaman 40'ının üstünde bir japon sizi sokakta görüp "gaijin, abunai" yani "aman gavur, dikkat" diyebilir.'Fikrim o ki Okbinawa adasından(japonyanın güneyinde bir ada Uzun ömürlü insanları ile meşhur)şöyle bir asrı devirmiş bir dedemiz anlatsa idi daha etkileyici olurdu.Tabi bu benim fikrim.Kitabın milyonlarca satılıp seri haline geldiği düşünülürse dünyanın büyük bir kısmı ile hem fikir değiliz. 
Bir alıntı
Dipnot:çoğu kişisel gelişim kitabında olduğu gibi alıntı yazara ait değil.

8 Ağustos 2019 Perşembe

Taş gibi taşlar!

Do you it yourself! Nam-değer DIY. Bu furyaya daha önce hiç kapılmamış bir kızı bulmak mümkün müdür a dostlar?Bende ara ara pinterestte bir kac fikir biriktirip sonra onları hayata geçiririm.Işte taş boyama bunlardan biri.Daha önce çokça magnet yaplışlığım olmakla beraber bu konuya ilgim hiç azalmadı.Bir kere malzemeyi bulması kolay.bir avuç taş biraz boya tamamdır
Bazen bir pencere kenarını şenlendirir.Bazen bir balkon kapısını tutar.Bazende sadece alıp verir,hediye eder mutlu olur mutlu edersin.Yapımı kolay yararı kanatimce.şu güzel yaz gününde toplayın taşınızı sallayın fırçanızı.Sanatınızı konuşturun.Bir anlığına koyverit gitsin.Sanat içinize ee biraz taşınıza işlesin. P
Eee o zaman " cıvıldasın tüm çakıllar,renklere doysun tüm kayaçlar.İnsan bu dünyada hayal ettiği müddetçe yaşar." Bugün çok neşeliyim biraz şaçmalamıs olabilirim.Affoluna.yazımın birilerine yararı dokuna!

4 Ağustos 2019 Pazar

Bak postacı geliyor!

Mektup mu o da ne? Dediğinizi duyar gibiyim.Bak postacı geliyor bizim için bir çocuk şarkısıydı sadece.Gerçekten kapıda bir postacının gelmesini bize tebrik kartları,bazen sevgi dolu bazen keder dolu mektuplar getirmesine şahit olamadık.Posta kutusunu açmanın mektup koklamanın ne demek olduğunu yaşayamadık.Tabi bu bazıları için önemsemeyeceği bir ayrıntı.Ama yaşam zaten bu minik ayrıntılarda saklı değil mi?Ben bir arkadaşımın tavsiyesi ile postcrosingle tanıştım.Kısaca dünyanın farklı ülkelerinden insanlarla kartpostallaşmamıza olanak sağlayan bir uygulama.Ilk başlarda bu kadar ilgi göreceğini düşünmemişler ama şimdi bir Postcrosing kültürü bile var.Ben ilk böyle tanıştım.Sonra birebir penpal denilen kalem arkadaşı yani mektup arkadaşlarım oldu.
Farklı kültürleri tanımak,dünyanın öte yanından hiç gidip göremeyeceğiniz yerlerden bir dost edinmek isterseniz güzel bir olay.Yorucu bir günün ardından posta kutusunda seni bekleyen minik bir zarf bütün yorgunluklarını alıveriyor.Ha eskilerdeki gibi akraba,Almanyadaki teyze ,Akdenizdeki yazlıktan komşun değil yazanlar.Ama bence mektup kültürü adına güzel bir hareket.Instagramda çekilişler falan oluyor.Türk mektup arkadaşlığı için.Asiye mektup diye bir sayfadan bende edindim bir tane.Çekilişle çıkması arkadaşının ayrı bir heyecan."ne çıkarsa bahtıma "olayı.
Çocukken okuldan dönerken her seferinde farklı bir yoldan gelmeye çalışırdım.Yada pastaneye gittiğimizde her seferinde farklı bir tatlı pasta denerdim.KütüphaneKütüphanede hep hiç bilmediğim yazarları okurdum.Galiba en iyisini bulabilene dek masadaki bütün kutuları açacağım.Benim yaşama bakışım böyle.O yüzden size tavsiyem deneyin ne çıkar.Üye olun birkartpostal gönderin.Ilkokuldaki sıra arkadaşınızı,eski mahallenizden komşunuz Nebahat teyzeyi bulun ve yazın.
Böylelikle bütün yorgunluğunuz gitmesede içinizde bir kuşun şakıdığını ve sizi huzurlu hissettirdiğini göreceksiniz.En azından bir deneyin derim.Kalın sağlıcakla..