31 Ekim 2021 Pazar

bayağı günler

Çünkü bayağı insanlar, her zaman görünüşe ve sonuca bakarlar. Ve bu dünya bayağı şeylerin dünyasıdır. Bunların çok azı tutunacak ve durulacak fazla yer olmadığında kendilerine bir yer bulabilirler.

insan ne kadar uzağa giderse kendinden kaçabilir. Kafamızı açıp içindekileri bir lağım çukuruna döküp üzerini betonla kaplayabilir miyiz? Freud haklı mıydı? Her birimiz içinde korkunç derecede istekleri olan varlıklar mıydık? Mutluluk gerçekten satın alınabilir mi? Önemli olmak sormak mıdır? Yoksa cevaplara ulaşmak mı? Zaman geri çevrilebilir mi? Yahut zamanı geriye çevirmek  isteme nedenimizi şimdiki zamanda evirebilir miyiz? Bu evirme zamanı geri çevirme işini mümkün kılmış olmaz mı? Bugün yarının dünü değil mi? Zararın neresinden dönsek karsa eğer dönemiyorsak içsel olarak böyle bir çatışma yaşamamak için zararı kabullenmek kar mı? Niye şehirlerde bu kadar az orman var? Ağaçlar hiç bir şirkete para kazandırmadığı için mi? 

Geçen dinlediğim bir podcastte adam yeryüzünde bu kadar fazla bilincin olması beni hayrete düşürüyor. En çok hayrete düşüren bu kadar bilincin varlığı değil de bu kadar bilince rağmen böyle bir durumun varlığı. Bu konuda düşünürken izlediğim bir belgesel bana bayağı katkıda bulundu. The centry on The self. Belgeselin bir bölümünü izlemek bile beynimde upuzun sorular yumağının oluşmasına sebep oldu. Bize cevaplar değil sorular veren şeylere aşığım.
Bu haftalarda tam bir duygusal alışveriş dönemine girdim. Beslenme şeklim gün sonu yaptıklarım belli bir amaçtan uzak. Keyfimin peşine takılıp gün tüketiyorum. Keyfimin kahyaları podcastinde bir yerde dişil enerjinin döngüsel olduğunu söylüyordu. Yani dönüp dolaşıp aynı duygusal durumlara düşüyormuşuz. Doğru tamamıyla ben. Bunun ayrımına lisedeyken varmıştım.
Az önce bir videoya denk geldim. Dostoyevski okuyan kıza görücü gelmezmiş diye. Hem güldüm hem de doğru dedim. Bu mantık hala canlı kanlı halkın arasında yaşıyor. Annem çeyizine kitap mı koyacağız der. Okumamı desteklese de bir yerde belli bir yaşam çevresinde düşünen kadın olmak zor. 
O kadar çok sosyal medyada takıldım ki. cümle kurma ve uzun uzun düşünme yetimi kaybetmek üzereyim. Kasımda aşk bir başkadır. Aşık olduğumuz şeylerle geçirdiğimiz bir kasım olur umarım O halde fighting^^

 

2 yorum:

  1. Dostoyevski oluyan kıza görücü gelmez çünkü kız evleneceği kişiyi kendisi seçer tatlım ;)
    O sorulara bir de “babam bu kadar güzel pasta yapmayı nerden öğrendi?” ekleyelim mi? :))

    YanıtlaSil
  2. 2 kasımda seni okumak güzeldir, dostoyevski giren eve girmez görücü :)

    YanıtlaSil