Merhaba bu yıl hedefim aksatmadan Bcp'ye katılmaktı. Aslında temaları takip o temada kitaplar okusam da yorum yazılarımı yazamadım. Güzel bir tatil yaptım. Şimdi yazma tempoma geri dönebilirim umarım. Yoğun bir tempo içindeyken kitap okuyamamanın eksikliği çekiyorum illaki bu yüzden de en azından dinleyeyim diye storytel üyeliği satın aldım. Acaba aynı hissi verir mi derken, gerçek anlmada çok ama çok sevdim. Bu temada okuduğum iki kitap oldu Kan Sahibi ve Tahta Kurdu. İkisi de çok bir beklentim ve hakkında bilgi sahibi olmadan okuduğum kitaplardı ama beni ciddi anlamda etkiledi. Kan Sahibi küçük bir köyde meydana gelen sürekli ölümlerin çözüme kavuşturulma(ma) hikayesini anlatıyor. Hikaye boyunca süslü cümleler yok. Birinin ağzından dinliyorsunuz sanki. Öylece akıp gidiyor sonlarda ortaya çıkan gerçek ile bir durup vay be bu kitap güzel bir mesaj veriyor diyorsunuz. En sonu zaten insanı tatmin eden bir şekilde bitiyor. Kısa bir kitap Kan Sahibi. Çerezlik denen türden.
İkinci kitap tahta kurdu. Yine dinlediğim bir kitap. Öyle çok sevdim ki kitaplığıma eklemek istiyorum. İlk başta kitap iki ağızdan anlatıldığı için olayları anlamakta ve kafanızda oturtmakta zorlanabilirsiniz. İlk kısımlar ite kaka geçse de bir zaman sonra kendimi büyülü gotik bir dünyanın içine buldum. Bir ve anneannesi ortada kaybolan bir çocuk var. Torun olan genç kız baş şüpheli. Çocuğun dadısı çünkü. Anneanne cadı gibi bir şey. Sorgulama esnasında verdikleri ifadeleri içeriyor ilk kısımlar. Garip bir kitaptı. Toplumsal anlamda öyle dokunaklı bir kitap ki. Öteki olmak, toplumun önemsemediği bir kesim olmak. Sesi duyulmamak, varlığının bir önem taşımaması. Bilmiyorum içimde çok değişik yerlere dokundu kitap. Kitaplığıma eklemek istiyorum. Alıp elime kitabı sayfalarını çevirip o gotik, karanlık bir o kadar da sahici dünya da var olmak istiyorum.