12 Şubat 2022 Cumartesi

rüyalar ve zihin tatili

Uzun zamandır sabahları uyandığımda rüyalarımın yorgunluğunu taşıyor ama uyanamıyordum. Şimdilerde rüyalarımı hatırlamanın mutluluğunu yaşıyorum. Rüya görmeyi oldum olası sevmişimdir. İlk gördüğümü hatırladığım rüya bir ormanda doktor bir tilkinin beni muayene ettiği bir rüyaydı. Daha ilkokula başlamamıştım. Gidip anneme tilkiler doktor olur mu tarzından bir şey sormuştum.  O zaman annem bana bunun rüya olduğunu vs söylemiştir muhtemelen tam emin değilim.
Genelde uçtuğumu görüyorum. Bunlar rüzgarı yüzümde hissettiğim türden mükemmel uçuşlar değil. Genelde uçma konusunda meşhur olduğum bir evren oluyor. Ama ben uçarken genelde korkuyorum. Aşağıya bakmamaya çalışıyorum. Bugün yine öyle bir rüya gördüm. Bir de tam bir konuda atılım yapacakken geçmişin gölgesi rüyamda üstüme çöktü. Rüyalarımı hatırlarsam işler daha kolay oluyor. Çünkü düşüncelerim rüyalarımdaki imgelerden etkileniyor. Gerçi bu iki ucu birbirine girmiş bir çember. Düşüncelerim rüyalarımı oluşturuyor, rüyalarım düşüncelerimi etkiliyor.
Rüyalarımı hatırlarsam bir Freud bir  Jung olamasam bile analiz yapmaya çalışıyorum.
Bir ara rüya defteri tutuyordum ama sonra rüyalarımı anımsayamadım yahut  gece rüya görmekten yorgun düştüğüm zamanlarda bıraktım. Zihnim karmakarışık bir yumağa döndü. Ben ipin ucunu bulamadım. İplikleri saramadım. İplikler tiftikleşip bir keçe yünü gibi zihnime ağırlık vermeye başladılar. İşte o zamanlar duyusal olarak hassas olan insanlara yazılmış bir kitap okudum. Hem duyguların hem de duyuların aşırı uyarıldığı zaman bunlarla baş etmek için yöntemlerden bahsediyordu. Eğer zihnimiz doluyken uyursak gece rüya görmemiz kaçınılmaz olur tarzı bir cümle vardı. Bu kadar ayan beyan açık bir şeyin farkına varmamıştım. O yüzden buna dikkat etmeye başladım. Uyumadan önce günlük tutmak yahut akşam üstü işten yürüyerek dönmek gibi şeylerin faydası oldu.
Bu hafta okul başladı. Neyse ki korktuğum gibi bir duygusal buhrana girmedim aksine tatil çok iyi geldiği için döneme dinamik başladım. Şu sıralar Fasulye ayıklama sanatı üzerine bir tezi ve Ömür İklim Demir'in Muhtelif Evhamlar kitabını okuyorum.  Havalar geç aydınlanmaya başladığı için çok mutluyum. Eve gelince bir şeyler yapma hevesim oluyor. Bu aralar yine okulda covid vakaları baş göstermeye başladı. Batılılar hastalığı tedavi eder. Doğulular hasta olmadan önce kendine bakar diye bir söz vardı. Bende akşamları yeşil çay içmeyi aksatmamak için elimden geleni yapıyorum. Mutluyum ama üretken bir zamanımda değilim. Biraz dümdüz yaşamak istiyorum. Şu şubatta kendime zihni izin verdim. Bir şeyler ne olacak nasıl olacak diye düşünmüyorum. Baharın gelişini umutla bekliyorum.



 

6 yorum:

  1. Selam Nazlı Eray'ın rüyalardan oluşan kitapları vardır. Okudunuz mu? Sevgiler.

    YanıtlaSil
  2. rüyanın gerçek bir ilmi var aslında, ama günümüzde bu ilme sahip olan kaç kişi kalmıştır bilemiyorum...

    ben en çok uçtuğum rüyalarıseviyorum, ama sizin gibi korkutuyor da bazen aşağı inememek özellikle, ama çok güzel bir başka his de veriyor :))

    YanıtlaSil
  3. Çok rüya görüp sabah uyanır uyanmaz hepsini unutmanın rahatsızlık ve yorgunluğunu yaşıyorum bu aralar.

    YanıtlaSil
  4. Hayatımın bir döneminde her gün birbirine çok benzer rüyalar gördüm. Uyandığımda o kadar yoruluyordum ki aynı şeyle uğraşmaktan güne mutsuz başlıyordum. Aylarca devam eden bu süreç bir anda kendiliğinden kesildi ve rahata erdim :) Kimi rüyalar insanı havalarda "uçursa" da bazıları üzebiliyor, hep güzel rüyalar görmeni diliyorum :))

    YanıtlaSil
  5. Sırf rüyalarımı anlamlandırabileyim diye Jung okumaya başladım. Biraz ağır bir dili var ama... ya da bende bir sorun var bilemiyorum. Fakat Freud'u geçtiği kesin felsefesinde.

    YanıtlaSil
  6. Düşüncelerimiz gerçekten de rüyalarımızı etkiliyor. Bir de bilinçaltımızdaki düşüncelerin etkisi de çok fazla. Rüya defteri tutmak güzel bir fikir. Heves etmiştim ancak bir türlü başlayamamıştım.
    Şu sıralar salgın çok fazlalaştı. Kendine çok dikkat, sevgiler.

    YanıtlaSil