19 Ekim 2022 Çarşamba

Mezbaha 6




...Kendime bugünü sordum: bugünün ne kadar geniş, ne kadar derin olduğunu, ne kadarını kendime saklayabileceğimi...
Mezbaha Beş, Kurt Vonnegut

Ablamları sağlıcakla gönderdik. Şimdi uçaktalar. Yol 18 saat sürüyor. Evlerine vardıklarında derin bir oh çekeceğiz. Dünyanın bir ucunda bile olsa insanın kendi evi başkaymış dedi. Bebeğe doyamadık tabi ama yapacak başka bir şey yok. Zaten gezmelerden gitmelerden yoruldum. Benim için en iyi seyahat planı bir yerde 6 ay yaşamak galiba. Rahat rahat acele etmeden. Oranın havasını içime çekerek. Ara sokaklarında kaybolarak. Yerel insanlarla tanışarak.

Bu aralar yine kitap okuyamama hastalığım nüksetti. Gerçi yine haftada bir kitap okudum ama.

Herhalde ben bir şekilde kendimi aynı durumun içine sokuyorum. Bu genelde annemin öğretisi. Aman işler hallolsun, aman herkesin işi görülsün. Gerçekten tüm yaşamımı kimliğimi geride bırakıp yok olasım geliyor.  Uzaylıların insanları kaçırıp diğerlerinin zihninden seni silmesi mi yoksa zaman bükülmesi miydi neydi bir kitabı vardı Kurt vonnegut’un aklıma o düşüyor bazenleri. Beni alıp götürseler fena olmaz diyorum. Bir yerde vicdanım da işin içine giriyor. Gerçi artık onun vicdanım değilde annemin öğretileri olduğu yönünde bir kanı geliştirdim. Çünkü sürekli kendimi ağır iş temposunun için ezilirken buluyorum. Tüm insanlardan nefret eden bir sabah uyanınca böcek olacak gregor samsa gibi.

Bilmiyorum. İstediğim şey sağlıklı bir yaşlılık. Yalnız başıma. Rahatsız edilmeden. Daha 24 yaşında emekliliğimin hayalini kurmak garip bir şey.

Bir de evlilik mevzu var. Artık yaşın geldi. Her bir insana bir kulp bulma dedi annem. Bazen kelimelerin nasıl bize bu kadar zarar verdiğine şaşıp kalıyorum. Böyle karnıma bir yumruk yemiş gibi oldum. Küfürler söyleyen insanı rahatlatan saçma kelimeler. Oysa küfürlerden daha çok küfür etkisi yapacak kelime kombinasyonları var.

Öyle bugün aslında yarı zamanlı işim var. Ama işi asacağım. Kendimi sürükleyerek götüreceksem zaten neden kadrolu bir işten ayrıldım zaten. Düşüncelerim iyice bir fıçının içinde yaşayan diyojene benzemiş olabilir.

Belki yine deprasyona girdim bilmiyorum. Rüyamda terapiye gittiğimi gördüm. Terapiye gitme zamanım gelmiş.


16 yorum:

  1. Neden karışırlar bilmem ki insan? Benim annem de böyleli, gerçi ben ona fırsat vermeden kendimi baş göz etsem de geride kalanlara huzur vermiyor. :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. değil mi her türlü söyleyecek bir şeyleri var insanların

      Sil
  2. işine sevindim. sonbahardandır yaa geçer ki :)

    YanıtlaSil
  3. Amaaan bu anneler:) takılma, iç sesini dinle. Yalnız evlilik konusunu tamamen kapatmış biri değilsen ufak ufak alıcı gözle bak derim, kırkinda evlenmeye kalkmiş ve evlenmiş biri olarak:))) Ay birazcık annevari konuşmuş olabilirim:p Depresyon geçirmiş biri olarak da derim ki totosuna şaplak vurup göndermeye bak, hayata bir kere gelindiğini unutmamak lazım, depresyon zor bir süreçtir, ilkinden çıktıysan ikincisini hiç misafir etmemeye bak, çok ağır sebepler yoksa tabii. Davulun sesi uzaktan hoş gelir çünkü, öğüt vermek kolaydir boyle durumlarda.. Selamlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkür ederim güzel yorumunuz için. Fikirleriniz bana kendimi iyi hissettirdi. depresyondayken inanır mısınız bazı şeylerin üstesinden daha kolay geliyorum. çünkü bazı değişmeyen ve tekrar eden durumlara karşı hissizleşiyorum. üstesinden gelmeme yardım ediyor. pasif bir direniş biçimi. ama tabi güzel hayatım battaniye altında geçiyor.

      Sil
    2. Ah ah, günde 18 saat uyuduğum ve tabii şimdi çok pişman olduğum yıllarım aklıma geldi:(

      Sil
    3. 18 saat ha. okuyunca çok gibi ama benim de böyle dönemlerim olduğu için anlıyorum

      Sil
  4. Kitap okuyamama durumu arada bana da oluyor ama sonra nasıl oluyorsa elimde bir okuma kitabı buluveriyorum. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet daha yazı biter bitmez elimde bir kitap buldum. :)

      Sil
  5. Son zamanlarda en çok istediğim şey yalnız kalmak. Bir eve kapanayım, hiç kimseyi görmeden, kimseyle konuşmadan günler geçireyim istiyorum. İnsanlar bazen insanı çok bunaltıyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yorumunuzu okuyunca kenimi buldum. Bende kapanabileceğim bir ev var mı diye araştırmaya başlamıştım. Bunun sebebi insanların sınır bilmeyişi mi yoksa bizim sınırlarımızın dar olması mı hiç bilmiyorum. :(

      Sil
  6. göz yaşı dökmek için illa üzgün olmamız gerekmiyor gerçekten sanırım... vicdan ve öğretinin aynı şey olabileceği aklıma gelmezdi daha önce :) güzeldi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. merhaba güzel yorumunuz için teşekkür ederim. Vicdan ve öğretiler arasındaki ayrıma varmak benim çokça zihnimi açmıştı.

      Sil
  7. artık kuru gürültüye tahammülsüzleştim. konuşmalar, kalabalıklar değil de evin sessiz bir köşesinde hibçir şey düşünmeden yaşamak istiyorum bir süre. ne yemek yapsam, ev temiz mi, yarına ne yapılacak, faturalar tamam mı gibi şeylerden tamamen uzak! çok şey değil ama olmuyor sanırım...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Japon Kedisi. Galiba hepimiz sınırımızdayız. Sürekli uyaranlara maruz kalmak, hiç yalnız kalamamak en büyük sorunumuz zannımca.

      Sil