16 Şubat 2025 Pazar

Hafta Özeti

 


Zamanın birinde Anadolu'da geçimini faytonculuk yaparak sağlayan bir adam varmış. Bir gün faytonun yanında müşteri beklerken 200 kiloluk birisi yanına gelir ve uzak bir kasabaya gitmesi gerektiğini, kendisini götürüp götüremeyeceğini sorar. Faytoncu cevap verir: Seni götürürüm ancak faytona binerken atın önünden geçme. Çünkü at taşıdığı ağırlığı görürse faytonu çekemez:' Pek çok insan ruhunda ne kadar yük taşıdığını bir ömür görmez.
-Ruhun inşası

Berbat bir haftaydı. Gerçi düşünce o kadar da kötü değilmiş ama. Şu anki öfkemden öyle geliyor herhalde. Abim iş değiştirdi. Umarım işi madden manen onun için iyi olur. Pazartesi başlayacak yeni işine. Hem de bizim ailenin vebası -bir işte sabit kalamamayı- atlatır umarım. O bırakınca işi anneme destek olma işi bana ve babama kalacak. Ben zaten yoğun çalışmıyorum bu sıra. O yüzden zamanımı da dolduracak bir şey olduğu için rahatça giderim yanına. Annem  Akşam yemeği dışarda yer kendimizi yormayız vs. dedi. O da artık eskisi tutumlu takılmıyor artık. Yığsa da eriyecek farkında. Babam orada burada takılıyor. Neyse yaşadığım olaylarda yıllardır eksik yaptığı babalığı telafi etti. Tüm süreçte arkamda durdu bana destek oldu. O yüzden onun sorumsuzlukları batmıyor gözüme. Ama umarım yakın zamanda dükkana alıcı bulunur devredilir. Değilse benim yaza yaptığım planlar bozulur. Gerçi tam da bir planımı yok. Onun için endişelenmiyorum da. Yılı 4 çeyreğe böldüm. Şu anda birinci çeyrek planlarımı yapıyorum ki toplamda 4 alan. Biri hariç hedeflerim oldukça iyi gidiyor.

(ayıla bayıla okuduğum kitap)

Ayrılık zihnime şu yönden yaradı. Oldukça güzel bir şekilde kitap okumaya ve yazmaya başladım. Yazdığım alanım üzerindeki bir yazıyı orta çeyrekte bir dergiye gönderdim. Bakalım netice ne olur. Bu arada okuduğum kitap  rüyaları yorumlama hakkında bakışımı yeniden inşa etti. Tam bu esnada rüya yorumu yapan yapay zeka sitesi keşfettim. Site için tık Görülen rüyanın bilinç altında yatan temelini açıklıyor kendi çapında.

Onun dışında Beyran çorbası yaptım bu hafta. annemler beğendiler. Orijinali değil tabi ki ev tipi bir çorba. Ama silip süpürdüler mutlu oldum. Nedense yemek yapabilme yetimi kaybettiğimi düşünmüştüm.

14 şubat lanetim beni yalnız bırakmadı bu senede. Her 14 şubatı ayrılmış bir şekilde geçirdim. Çok komik bir durum gerçekten. Ne diyebilirim. Bu günler hep kapitalist rejimin oyunu. Kardeşim izindeyken günü birlik işlere gitti. Sevgilisine bir günlük maaşı tutarında çiçek buketi almış. Abimde benim gibi yalnız girdi. Neyse iş dünyamızda çiçekler açıyor bu daha iyi.

Ameliyat yüzünden sırt ağrılarım oldu. Kontrole de gitmedim daha. 

Kafamda evi bölümlere böldüm. Tamir dolabını boşaltıp düzenledim. Ayakkabıları makineye attım. Ayakkabılığı yıkadım. Hayatın kontrolünü kaçırdığımızı düşünce eşyalara sarıyoruz herhalde. 

Ayrıca yeni bir  site keşfettim. Harika bir organizasyon yazısı okudum. Yazı için tık.

Şevke geldim. Ekran görüntülerimi düzenledim. Gereksizleri sildim. Notlar kısmına hepsini taşıdım. Çok iyi hissettirdi.

Trt 2'de denizden Boğaziçi'nin fotoğraflarını çeken sanatçıyı izledim. Video için tık Çok güzel resimler ortaya çıkarmış gerçekten. 

Bu hafta eski müdürüm aradı. Kendisi aynı zamanda ortaokuldan öğretmenim. Kahvaltıya çağırdı. Ama o gün oruç tutmuştum. Gitmedim başka güne artık dedim. 8 kilo fazlam var. 3  gün oruç tuttum 3 kilo indim. Oruçken açlığı unutuyorum. Birde şu sıralar ayrılık travması sürekli atıştırasım geliyor. Hayatımda en yüksek kiloyu gördüm. Hazır Ramazan ayı da gelmeden kaza oruçlarımı da tutmuş oldum hem de yeme kontrolü sağladım. Çok ama çok iyi geldi. Bir de gelecek ay spora başlarsam tamamdır. 

(ben acı çekerken, bahar yola çıkmış geliyor)

Her gün en azından esneme hareketleri yapıyorum, ip atlıyorum. Bol bol su içiyorum. 

Kendine bakmak duygusal olarak da topluyor insanı. Arada bağıra bağıra arada sessiz sessiz ağlıyorum. Bu da sürecin parçası vücudumun verdiği normal bir tepki ne yapayım.

Babam kocaman kocaman elmalar almış. Onları yedim bu hafta. Bolca da yeşillik tükettim. Salata yaptım. Ekmeği unuttum neredeyse.

Hah birde kahve dünyasını antep fıstıklı çikolatasını görüp sevine sevine almış, bayıla bayıla yemiştim. Meğer gümrüğe bir sürü antep fıstığı takılmış. Gönderilen Avrupa ülkesi kabul etmemiş içeriği temiz çıkmayınca. Ülkemize gelince de patlamış antep fıstıklı çikolatalar. Kardeşimden daha iyi bi marketten almış başka markanın indirim(!) deki antepfıstıklı çikolatasını. Bir kere almış yiyelim bari dedik. Paketli hiç bir şey yememe kararım tazelendi tekrar. Teşekkürler gıda dedektifi.

Alınan kararlar:

Paketli tüketmemek

Daha çok su

Eksik dersleri tamamlamak

Anneme yardım etmek

Bir tarif yapmak

bir şiir yazmak

cilt bakımına başlamak

Gelecek hafta görüşürüz!

5 yorum:

  1. şimdi de limonlar takıldı, pestisit varmış, artık aşk sevgi değil işe ver madem kendini :)

    YanıtlaSil
  2. Yanıtlar
    1. gördüm deep :) eline kalemine sağlık

      Sil
  3. Ne dolu dolu bir yazı, ne dolu dolu günler. Maşallah diyelim <3

    YanıtlaSil