Bcp Şubat tabi ki sevgililer gününe denk geldiği aşk temasını da işleyecekti. Lakin ömrümün tüm şubatları gibi bu şubatta yalnız geçti. Bende yalnızlık konusunu önerdim. Sonra gruba girip yalnızlıkla ilgili ilk kitabı indirdim. Tam isabet etmişim. Rousseau ne yaşamış bilmiyorum ama acayip yalnızlaşmış. Kitapta sürekli birilerine gönderme vardı. Yani bazı yerlerde zoraki bir yalnızlık anıları gibi geldi. Ama yalnızlıktan zevk almayı öğrenmiş kendisi.
Ben çocukken bile gizli yerim vardı. Gider orada tek başıma oynardım. Çocuklar ip atlarken bazen, evin arkasına gider kilden kardan adam ailesi yapardım. Hatırlıyorum beni gezmeye götürmeyin anneanneme bırakın dediğimi. Aşırı sosyal iş ortamı da yoruyor beni.
İnsanlardan kaçıyor, yalnızlık arıyor, artık hayal gücümü kullanmıyor, daha az düşünüyor olsam da, bezgin ve hüzün verici bir duygusuzluktan beni uzak tutan canlı bir yaratılışta olduğum için hemen beni çevreleyen her şeyle ilgilenmeye başladım, güçlü ve doğal bir içgüdüyle en çok hoşuma giden konuları yeğledim.
gerçek mutluluğun kaynağının içimizde olduğunu, mutlu olmayı bilen birini
mutsuz etmenin kimsenin harcı olmadığını öğrendim.
Teselliyi, umudu ve huzuru yalnızca kendi içimde bulduğum için, ömrümün geri kalan kısmında mademki yalnızım, ne kendimden başka bir şeyle meşgul olmalıyım ne de bunu istiyorum
Dünyaya yabancı bir gezegenden düşmüş gibiyim. Çevremde yalnızca yüreğime
acı veren, onu paralayan şeyler görüyorum. Beni çevreleyen şeylere, onlarda beni kızdıran, içimi bulandıran bir şeyler bulmaksızın göz atamıyorum
Artık onlardan gelen iyilik de, kötülük de benim için bir ve ne yaparlarsa yapsınlar çağdaşlarım benim için bir anlam taşımayacaklar.
Tehdit benim için darbenin kendisinden daha korkunçtur. Tehditler bir kere gerçekleştiler mi, hayal gücüne ilişkin yanlarından sıyrılarak gerçek değerlerine indirgenir.
İnsanları, kendilerine rağmen sevebilirdim
İşte artık yeryüzünde yapayalnızım; ne kardeşim ne yakınını ne dostum ne arkadaşım ne de ahbabım var; tek başımayım.
İsmi ne hoş, şiirsel. Yalnızlık insana hayaller veriyor gerçekten. Belki bu nedenle yalnızken bir şeyleri abartma ihtimali artıyor. Tek başına olmak hoş da, yalnızlık yıpratıcı bence.
YanıtlaSilbunu okuyabilirim. bu yazarın itiraflar adlı eserini okudum, müthişti :) yalnızlık daha kolay ve keyifli ama bizim ülke çok kalabalık yalnız kalmak çok zor :)
YanıtlaSilİlk kez görüyorum kitabı, denk gelirsem bakayım bende kış mevsiminde okunur gibi. :)
YanıtlaSilÇok ilgi çekici duruyor. İsmi de çok güzelmiş. Ben henüz şubatı yazmadım. Unutmuştum üstelik. Şimdi yeniden hatırladım. Ben de yazayım yazımı. Teşekkürler öneri için.
YanıtlaSilrica ederim keyifli okumalar
Silbcp nisan temaları son yazımda :)
YanıtlaSilAh be ben de ömrünün tüm şubatları gibi bu şubatı da yalnız geçirenler gemisindeyim :D Hmm ben de bizim evin bahçesinin uzak köşesinde bir armut ağacının altına gidip kendi kendime konserler verdiğimi hatırlıyorum. Şimdi internet falan da var derken insan iyice çekilmez oldu :D Orta şekerli bir sosyallik var bende şükür.
YanıtlaSilama
Russo kardeşim sen ne yaşadın ya? Hani genel irade diyodun, toplumun ortak iyiliğini yansıtır falan diyordun, ne oldu da bu hale geldin yaw sen? İnsanlara teker teker nefret, topluma genel olarak sevgi falan mı nedir? ama "Artık onlardan gelen iyilik de, kötülük de benim için bir ve ne yaparlarsa yapsınlar çağdaşlarım benim için bir anlam taşımayacaklar." bunu da demiş. Hmmm kitabı okumadan anlayamıycam sanırım ama bu kadar yalnızlık da çekilmez yaw. Neyse sonraki şubatlar, yok hatta hemen şimdi, nisanlar mayıslar ve sonraları yalnız olmasın, ne diim :D
BCP :) katılmak isteyip katılamadığım bir etkinlik :D
YanıtlaSil