(Antalya Mısır çarşısı karşısında bulunan bana o ış bankası kumbaralarını hatırlatan banka)
Ilkokula başlamama 2 yıl varken ablam için okul alışverişi yapmaya çıkmıştık.Her ne sebepten bilmiyorum kavak ağaçlarının gölgelediği meydanda kurulmuş bir düzine tezgâhta rengârenk kitaplar satılıyordu. Annem o gün muhtemelen hepimize bir kitap alamayacağı için kendisine bir ebevyn kitabı almış ve istediğimiz zaman okuyabileceğimizi söylemişti .-4 kardeştik ve birine bir şey alınsa hepimiz isterdik ve sürekli borç açan bir eşe ve düşük ücretli bir işe sahip Annemin o kadar parası yoktu-
--Yıllar sonra kendi maaşım olup özgürce kitap alışverişi yaptığımda "işte!" demiştim "Asıl zenginlik istediğin kitabı yanında tutabilmek, altını çizip üstüne not alabilmek!--
.
.
O kitabı uyurken kucaklamış resimlerine defalarca bakmıştım. Okumayı öğrenince ilk o kitabı okudum. Yapılan resimlerin çocukların psikolojisine işaret ettiğini öğrenince resim dersinde sıraları gezmiş ve kimlerin evinin çatısında duman tütüyor bakmıştım. Çünkü bir resimde duman olması demek o çocuğun evde mutlu bir hayatı olduğu anlamına gelirdi. Duman orada birilerinin yaşadığı anlamına gelirmiş. Daha ayrıntılı kriterler vardı Fakat benim minik aklım "ileride daha iyi analiz ederim." diye düşünmüş olsa gerek odamızın kapısına Cd kalemi ile minicik bir ev ve bir çocuk çizmiştim. Hani olurda çizdiğim kağıt kaybolursa diye daime göz önünde bulunacak bir yere resmimi yapmıştım . Sonra evimiz yıkılıp yerine yenisi yapılacağında bu projem suya düştü. Ben sökülen şeftali ağacı için ağlarken aklıma resmim gelmemişti. İnternetre gezerke Resim analizi eğitimi verildiğini görünce merak ettim. Mesleğime devam etmeyeceksem bile bu benim için küçük ve eğlenceli bir kaçamak . Mesela Monet'in çiçeklerinde, Dali'nin eriyen saatlerinde bir şeyler aramak kadar heyecan veriyor bana. Kargacık burgacık çizimler ve renklerden anlam çıkarmaya çalışmak. Gözler ruhun aynası derler acaba çocuk resimleri de mi öyle?
.
.
Sevgili tosbağa günlüğü bir yazısında ekonomik özgürlükten bahsetmişti. Aslında 4 yıldır düzenli olarak bi bankaya paramı yatıyorum. Altın almak, portfolya yapmak, döviz işleri daha mantıklı olsa da bir türlü uğraşmak istemedim. Fakat yıldan yıla değer kaybeden Türk lirası karşısında birikimimi bir yatırıma dönüştürmeye karar verdim. Fikirleriniz yahut tecrübeleriniz varsa yazarsanız çok mutlu olurum.
Genel anlamda tutumlu olmasa bile tutarlı biriyim. Yani kendimi borca sokmam. İndirimlerden, istiften hiç hoşlanmam.Hele kampanya varsa bir yerde aksi istikamette koşar kaçarım. Kızlar gratiste indirim varmış diyen arkadaşın ağzına kürekle vururum.
.
.
Bir arkadaşım Denizliye ailesi ile tatile gitmiş. Orada pazarcı(gelecek cümleyi bir Denizli ağzı ile okuyun) "Abilerim ablalarım hepinizi seviyorum ama paranızı daha çok " diye bağırıyormuş. Bu olaya o kadar gülmüş ve o kadar sevmiştim ki. Bu benim aradığım vizyon. İşletmenin zararına bile olsa dürüst olmak.
Bu arada Denizli ağzı ile yazılmış Guccug Prens kitabından haberdar mısınız?
.
.
Eskiden hedonik alış-veriş yapınca bunu pek dert etmezdim. Hem ne olur ki Miniso'dan bir sürü kağıt maske, (ıhtiyaç fazlası)kalem aldıysam. Bunun kime ne zararı var? Fakat Fahrettin Karacanın -kendisi Toprak dede olarak tanınır ve Tema vakfının kurucularındandır- "Param var, ama hakkım yok." sözünü duyunca artık kendimi dizginlemeye karar verdim. Benim cebime zarar vermeyen şey ya doğaya zarar veriyorsa?
.
Üniversitede bir kız tanımıştım kırmızı minik defterine son 3 yılda aldığı her şeyi tek tek yazmıştı. Bir gün bende bunu yapacağım demiştim. Ara ara bu şekilde aldıklarımı yazdım fakat hep kesintiye uğradı. 2021 Ocakta yeni bir defterle yeniden başladım. Yazmak paranın nereye gittiğini bulmak için kendini tahlil etmek ve daha ziyade dizginlemek için iyi bir çözüm.
Kredi kartları oldum olası bana itici gelmiştir. O gri soğuk ve metalik nesne kafamda borçla özlemiştir .
Birde damızlık kızın öyküsünde bankalar kredi kartlarına el koyup kadınlar peş parasız kalınca kredi nefretim korku ile birleşti.Böyle olunca Ay başı maaşım yatar yatmaz çekmeye başladım . Kartı bir köşeye atıp parayı önceki ay planladığım bütçeye göre harcarım.
Fakat bu her yıl sınıf geçmekle uğraşan kendine bir şey katmayan bir öğrencinin hali gibidir. Yada çok sevdiğim Gogol'un Paltosundaki gibi. Günü, ayı kurtaran fakat paltosu delindiğinde ve yeni bir palto alması gerektiğinde ne yapacağını şaşıran Akakiy Akakiyeviç gibi.
Daha geçenlerde laptop alması gereken bir arkadaşım yakınmış "fiyatlar online eğitim yüzünden çok pahalı" demişti. Bende iyi eski püskü bir laptobum var demiş derin bir nefes almıştım. Dün gece laptobum çat diye Düştü ve sonsuz bir karanlığa gömüldü Akakiy Akayavicle oturmuş kara kara düşünüyoruz. Bugün onun korka korka terziye gittiği gibi bilgisayarı dayıma götüreceğim. Sonumuz benzemez umarım.
.
.
Üçün beşin youtube kanalı bütçe planlanması ile ilgili araştırma yaparken bulduğum beyaz yakalı Özlem'in sıcak birebir tecrübelerini paylaştığı bir kanal. Bu konuya ilginiz varsa bir göz atın derim.
.
.
Hepinizi seviyorum ama yazıma geri dönüt yapanları daha çok.
Kalın sağlıcakla.
Baştan sona sıkılmadan okdum :) cidden güzel bir yazı olmuş. Elinize sağlık:)
YanıtlaSilTeşekkür ederin:)
Silbir türlü para tasarrufu yapamayanlardanım.Döviz ile kazanç sağlamak için al -sat yapman lazım. Alıp kenara koyarsan orada da kazancı sadece devalüasyonda sağlıyorsun normal olarak %1 faiz vardı bildiğim. sen en iyisi tl de tasarruf yap
YanıtlaSilhttps://yuregiminiklimi.blogspot.com/2021/01/bir-baska-dunyanin-insanisin-yavrucagim.html
sayfasında % 50- 30-20 kuralını yazmıştım bir yerde okumuştum bende.
Bakayım yazınıza teşekkür ederim:)
SilEkonomik konularda aşırı ehemmiyetli ve garantici biri olarak, ETF denen sistemi bir araştırmanı öneriyorum. Eğer ortalama ve garantili kullanırsan baya avantajlı olabilir.
YanıtlaSilTamamdır bir bakacağım.
SilMinimalist yaşamayı hayatımıza yerleştirip devam ettirmek en güzeli bence. İhtiyacından fazlasını almamak, fazlaları ise elinde tutmamak.
YanıtlaSilKredi kartlarını ben de sevmiyorum. Özellikle bankalara girdiğinizde ne yapıp edip bu kartları size aldırmaya çalışanlar da var. Daha geçenlerde yaşadım bu durumu. İstemiyorum diye diretmeme rağmen uzatıp duruyorlar, güzel laftan anlamıyorlar ne yazık ki.
Bende banka işlemlerimi mümkün mertebe mobil şubesi üzerinden yapıyorum
Silgereksiz harcama yapmamaya çalışıyorum, harcadıklarını yazma fikrini tuttum, yeni yıl başlamışken yapılabilir:)
YanıtlaSilbilgisayarın için geçmiş olsun umarım tamir edilir..
sıcacık anlatımına bayıldımm:)
Teşekkür ederim şimdi tamirde bekliyorum bakalim:)
SilButunuyle okudum. Fakat nedense cocuklarin çizdiği resimlerdeki anlamlara takılı kaldi kafam. Okudugum sure boyunca aklim ordaydi. Dumani tüten bir baca çizmek. Cocuklugumda resim derslerinde cizdigim resimleri animsamaya çalıştım.. sanki bacasi tutuyordu öyle anımsadım, gerildim biraz.😉Kendi çocuğumu dusundum, bakalim ne yapacak diye. Ben de cok nadir zaruri ihtiyaclarin dışına cikar oldum. Gökalpin bir istisnasi var tabi, adi üstünde çocuk, zaruri olmayan şeyleri ona almayacağım da kime alacağım. Fakat doğru, devir tasarruf devri. Ben kağıda yazmayı denedim birkaç ay yaptım. İstediğiniz kadar yazın, yine de nasil gittiğine inanamayacaksınız o paranin😉 sevgiler
SilNasıl bittiğini anlayamıyorum zaten ama en azından nereye gittiğini anlayabiliyorum:))
Silen çok anılarını seviyorum yaaa :) para biriktirenler genelde fon, altın, euro dolar alıyor. yani bunları öğütlerim. euro almak iyi bir yol bencesi. evde veya bankada durabilir, altın da bizim ülkede avantajlı. yani evde tutabilirsen. genelde kısa deönemli korumak için parayı fon alıyolar. bankamatikten de oluyo ya, fona çeviriyon yani, yani bu üçünden seçersin işte, bak aktif güncel paranla fon alabilirsin yani bir iki aylık için, kalıcı olmasını istediğin paranla da altın veya euro alabilirsin. bunun yanında paranı türk lirası veya euro olarak bankada yıllık faize koyabilirsin.
YanıtlaSil