Baskı altında olmak işin bir parçası.
Herkes duşun altındayken şarkı söyleyebilir ama kaç kişi seyirci önünde şarkı söyleyebilir, ha? Baskı altında olmak dünyanın farkını yarattı bunu bil!
Odamı yenilediğim için bu aralar sürekli bir alışveriş halindeyim. Bir şeyin sürecinden hoşlanmamak ne zor. Yapmak değil yapmış olmayı istemek bir hayli zahmetli.
Geçen yıl uzun çalışma saatlerinden, düşük ücretlerden, her geçen gün düşen alım gücünden yakındığımda bir kuzenim mevcut hükümeti taşlamak için her yolu kullandıklarını, alım gücünde bir değişiklik olmayıp insanların açgözlü bir şekilde isteme güçlerinde artma olduğunu falan söylemişti. Ben yurt dışına taşınma fikrimden bahsedince ülkesini bırakıp gidenin bilmem ne olduğunu söylemişti. Tartışmaya girmedim. Hiç bir zaman fanatiklerle tartışmam. Tuttukları ister bir futbol takımı ister bir parti olsun. Bu yaz çalışmaya başlayınca artık yaşıyor gibi hissetmediğini, işini çalışma koşullarını sevmemesine rağmen parası için katlandığını vs söylemiş anneme. Ben görmedim. Buluşalım diye mesaj attım. Hafta sonları günü dinlenerek geçirdiğini söyledi. Cidden bir görüşüp nasıl gidiyor sormak istedim.
Dayım yıllarca para biriktirip aldığı evini satıp borsaya yatırdı. Tekrar kiraya çıktılar. Neyse ki çıktıkları ev güzeldi. Geçenlerde ev sahibi kadın kızı geleceği için çıkartmış. Başta dilden konuşup sözleşme imzalamadıkları için evi boşaltmak durumunda kaldılar. İş yerine yakın bir ev bulmak zor olduğu için nispeten küçük ve eski bir daireye taşındılar. Taşınmak meşakkatli iş. Ama yine de yeni bir ev yeni bir düzen yeni bir başlangıç demek.
Bende 7 hafta sonra istifa edecek olmanın neşesi içindeyim. Aslında yeni bir telefon bir notebook almak gibi bir hayalim olsa da yok dedim. Yok kardeş bu böyle olmaz. Ticarete çok kafam basmasa bile aklımda alternatif gelir kaynakları var. Bakalım nasıl olur.
Geçen günler havalar çok rüzgarlıydı. Aynı geçen yıl yangın çıkan günleri anımsayıp sıkıntıya düştük. Kimselere dillendirmemiştim. Ama herkes aynı duyguları yaşamış. Yangın yüzünden börtü böcek özellikle yılanlar aç susuz kalınca şehre indi.
Bu hafta garip rüyalar ve başkalarının rüyalarına girme haftasıydı. Bir kaç aydır görüşmediğim iki arkadaşım da mesaj attılar. Rüyamda seni gördük diye. Birinde parmağımda pırlantalar göğsümde altın gerdanlıklar varmış. Diğeri anımsamasa bile güzel bir rüyaydı dedi. Bakalım yarınlar nelere gebe.
Güzel bir hafta olacak gibime geliyor. Bugün içime bir duygu geldi. Normalde alacağım bir kararın tersini aldım. Netice güzeldi. BU haftayı tersine yaşamak istiyorum. Normalde yapacağımın tam tersini yaparak. Kendimi tuttuğum, geri çektiğim konularda öyle değilmişcesine davranarak. Bir kitap vardı. Mış gibi diye. Çocuk kitabıydı tam anımsamıyorum ama öyle değilsen bile mış gibi yap diyordu. Bu sihirlidir. Ressammış gibi çiz, yazarmış gibi yaz. Hoşuma gitmişti.
Bir eskiz defteri bir sulu boya çözecek işimi. Yazı dondurup defter yapraklarımın arasına koyacağım. Ne güzel limonata, buz gibi parfeler iç ferahlatan uzun yaz akşamları, tüten akşam sefaları, sulu karpuzlar, tuzlu deniz.
Ne güzelsin yaz!
Mış gibi yapmak bazen kötü bir davranış olsa da yerine göre de iyi bir şey bence. En basitinden üzgün olduğum zamanlarda mutluymuşum gibi yaptığımda moodum bir yükseliyor, daha iyi hissediyorum. Umarım hepimiz için çook güzel bir yaz olur:))
YanıtlaSilEvet hatta Doğan Cüceloğlunun bu konuda bir kitabı yahut yazısı vardı. Duygularını baskılamak doğru değil. Fakat benim gibi duygusal bir topsanız. Kendiniz ordan oraya yuvarlamayı öğrenmeniz gerekiyor:)
Silkuzen başka ülkede yaşıyor galiba :)) yurtdışına git tabii ortam olursa :) avrupa, özellikle norveç ve isviçre olabilir :) istifa edip özel işler yapcan vallahi kutlarım cesaretin için, böyle çok istersen yaparsın tabii :)
YanıtlaSilBakalım herşey yolundaymış gibi işyerinde ama içimde bir farecik var kemiriyor içten içe beni. Bura senin yerin değil diyor durmadan
SilTeşekkür ederim İlkay. Umarım güzel bir yaz olur hepimiz için:)
YanıtlaSilSen ne söylersen söyle, söylediğin, karşındakinin anladığı kadardır demiş Mevlana iyi ki tartışmaya girmemişsiniz. Bence ülkemizin en büyük sorunlarından biri karşındakinin fikrini hiçe sayma bir damızlık gibi sadece kendi önüne bakmamalı insan. Nezaketle her fikri kabul edip ''fikrin için teşekkürler ama benim tercihim bu '' demek bu toplum için çok zor. şayet ki biz büyüklenmeyi kendi fikrimizi empoze etmeyi pek severiz. Umarım hayallerin gerçekleşir. Bende bu ülkeden gitmeyi düşündüm fakat Mustafa Kemal Atatürk'ün ve bütün silah arkadaşlarının kanlarıyla canlarıyla kurdukları bu ülkeyi kime bırakıp gidecektim o ihanet bana ağır geldi sanırım. :) Bütün derslerinden geçersin umarım. Bu yaz hepimize uğur getirsin
YanıtlaSilMerhaba güzel yorumunuz için teşekkür ederim^^
SilBen de atık fanatiklerle tartışmıyorum. İnsanlar görmek istediklerini görüyor, olayları işlerine geldiği gibi anlıyorlar. Gerçekleri gözlerine soksanız bile görmek istemeyen görmüyor. Bu yüzden kendimi yıpratmıyorum artık.
YanıtlaSilYazınızı keyifle okudum ama paragraflar arasında boşluk bıraksaydınız okumak daha kolay olurdu. Yapıcı bir eleştiri olarak yazıyorum. Gözleri bozuk olanlar için bu şekilde okuması zor oluyor. Teşekkürler.
Güzel tavsiyeniz için teşekkür ederim. Dikkate alacağım.
Sil