19 Şubat 2021 Cuma

kaybettiğim çoğu şey

"Kimileri asla delirmez...
Hayatları cidden korkunç olmalıdır."

ilk ne zaman kendim olmayı bıraktım bilmiyorum. Ne zaman kollarımın etrafına  görünmez  ipler dolandı ve hareketlerime yön  vermeye başladı  hiç bir fikrim yok. Ne zaman karşı  konulmaz derecede acaip ve bir o kadar komik fikirlerimi hayli bir garip çılgınlıklarımı paketleyip  demir çuvallara  doldurup  yol kenarına  koydum  bilmiyorum.

Kendin  olmak ve onca şeye  rağmen kendin kalmak ne de zor. Küçük  bir çocukken el değmemiş benliğimi  bir yetişkinken sürdürmek  ne anlaşılmaz.

Yetişkin  kelimesi aynı  annemin buzluktan çıkardığı  tüm  o yiyecekler  gibi geliyor  bana. 

Bazen sokakta yürürken  cama yansıyan  aksime bakasım  gelmiyor.  O an o sokakta  var olan ve yürüyen  ben değilmişim  gibi.

Bojangles'i beklerken  kitabı  eğlenceli  uçuk  kaçık  ve hüzünlü  bir hikâye. Bu hikayeyi okuyunca  birden  dank etti. Ben tüm  o deli saçması  huylarımı Edward  makas eller gibi yüreğime  belki de zihnime takmış  ve tek tek kesmişim.  Kimsenin beni o   garip, bir nebze akıl  dışı  fikirlerimle ve düşüncelerimle b kabul etmeyeceğine  o kadar inanmışım  ki. Kimsenin, yeryüzünde  mevcud  hiç  bir insanın  birbirini  böyle  kabullenebileceği bir ihtimal olmaktan çıkmış zihnimde.

İnsan belki de çokca kendisini kendi  yapan kişiliğinin o küçük parçalarını bir bozukluk gibi düşürüveriyor üzerinden  o an fark etmiyorsun ama neden sonra ellerinde kumaş  havlarını ve ipliklerini avuçladığını fark ettiğinde  geri dönülmez  bir şekilde  kaybediyorsun.

Bir zamanlar  kim olduğunu  anımsayamamak ne ürkütücü.

Bugün neden daha önce  bir sirke kaçıp  ömrümü  yollarda ve tüm  o acaip  şeylerin kollarına  bırakmadığıma hayıflandım . üzerime  ütülü  formaları geçireceğime o dantelli garip kıyafetleri  geçirirdim.  Ama ne yazık  ki  hiç  sirke gitmedim pek çok  kez şehrime sirk gelse ve biletim olsa da hayvanlara karşı  olan sevgimden gitmedim.  

.

Doğan Cüceloğlu'nun canlı yayının beklerken ölüm haberini alınca şok oldum.  Öylece kalakaldım.

Şu şiir'i dinleyince bugün  aklıma Doğan cüceloğlu düştü. Şiir Ceyhun Atuf Kansu'nun. 24 yaşında yıkılan okul duvarının altında kalıp can veren köy öğretmeni Deniz Gökçe Şefik için yazılmış bir şiir. İlk okulda bu şiiri dinlediğimi anımsıyorum.   Döne döne dinledim. İçimde onup kalan buz dağını eritsin, gözlerimden akıtsın diye.

.

.

bir tavsiye:

Kahverengi yol panoları iş kültür sanattan çıkma bir podcast serisi. Türkiye’nin kültürel zenginliğinin izini sürebilirsiniz. Ören yerlerinden müzelere, anıt yapılardan sanat eserlerine kahverengi yol panolarıyla işaretlenen kültür varlıklarımız ekseninde gazeteci Emrah Kolukısa  bilim insanlarını sanatçılar gezginleri ve yazarları ağırlıyor. Müzelere gidemediğimiz şu zamanlarda bana çok iyi geldi.

 

.

 



5 yorum:

  1. Okurken hafiften hüzünlendiren bir yanı var bu yazının... Bazı cümlelerin altına denden işareti koyabilirim...

    Doğan Cüceloğlu'nun vefatına çok üzüldüm. O yaşta hâlâ heyecanla üreten bir insana, hayranlık duymak herhalde şaşırtıcı olmaz.

    Şiirden bahsetmeye başladığında ne şiirin öyküsünü bildiğimden ne de bu şiirin Ceyhun Atuf Kansu tarafından yazıldığından haberdar olduğum için değil, öylesine düşüvermişti "Dünyanın Bütün Çiçekleri" zihnime. Oymuş sözünü ettiğin. Demek ki hafızamın kıyısında köşesinde varmış birtakım kırıntılar... Şiirin yazılış öyküsünü öğrenince başkalaştı bir anda. Kıymetli öğretmenler...

    "Kahverengi Yol Panoları"nı sanki duymuştum, ama hiç dinlemedim, bir bakayım, teşekkürler :) Neşeli sevgilerle :)

    YanıtlaSil
  2. yetişkin olabilmek bana da çok uzak bir kavram geliyor...

    YanıtlaSil
  3. Kendisi tam istediği gibi öldü, bu herkese nasib olmaz, büyük şans.. Ülkeye çok büyük katkısı olduğuna inanıyorum, mekanı cennet olsun..
    Biliyor musun, ilk cümledeki alıntıya katılmıyorum. Bbu beni de çok düşündüren bir konu, yani ben Akdenizli mizacımla (çabucak sinirlenip tepki veren ama 2 dakika sonra unutuveren, aynı derecede de neşelenebilen) bu Almanların arasında baya yontuldum, ister istemez onlar gibi daha az sinirlenir, medenice tartışır ama daha az neşeli olur oldum. Buna bazen çok takılıyorum üzülüyorum ama başka türlüsü ne kadar mümkün bu ortamda... Yani yaşadığın yere uyuyorsun bunlar seni yöneten ipler değil belki de senin kendi "uyum becerin" olabilir mi? Bakış açısı yani.... Bilemedim, dediğim gibi düşündürüyor beni de.

    YanıtlaSil
  4. Doğan Cüceloğlu'nu kaybettiğimizi duyunca ben de öylece kalakaldım.. akşamına canlı yayını varmış. hayat denilen ne tuhaf şey.

    YanıtlaSil
  5. Doğan Cüceloğlu'nun ölüm haberi üzdü. Allah rahmet eylesin inşallah.
    Kendi benliğimizi kaybetmememiz dileğiyle.
    Huzurlu geceler!

    YanıtlaSil