9 Ocak 2023 Pazartesi

Modern Zamanların Cadı Kazanı




ruhum delik deşik oluncaya kadar taşıdım şiiri çığlık oluncaya kadar taşıdım artık taşıyamıyorum bu kutsal emaneti ruhum taşıyamıyor artık bu şiiri


Geçen hafta Haydar Ergülen'in şiir kitabını okumaya başladım. Ondan okuduğum ikinci kitaptı ve çok severek okuyordum. Derken internette bir araştırayım dedim. Ekşi sözlükte ''beceriksizlerinde şiir yazabileceğinin kanıtı'' tabirince bir yorum vardı. Ekşi'nin yorum kültürü malum. Sonradan twitter'ın açılmasıyla kitlenin bir çoğu o mecraya taşındı. Ama hakkını vereyim eski entrylerde ciddi anlamda kaliteli bilgiler ve yorumlar var.
Eskiden kurulan cadı kazanları her yeni bir gün sosyal medyada yeniden kuruluyor. Nerede bir güçsüz birisi varsa alıp atıyorlar. Taha diye yemek yapan Hataylı bir çocuk vardı. Bu kadar meşhur olmadan önce bir kaç videosuna denk geldim. Gerçekten zor koşullarda çabalaması beni etkilemişti. Geçen Armağan Çağlayan’ın YouTube kanalına konuk olmuş. Garip hissettim videosunu izleyince. Muhteşem Gatsby geldi. Onun ilk cümlesi zihnime kazınmıştır. 'Toy çağımda bir öğüt vermişti babam, hala küpedir kulağıma. 'Ne zaman' demişti, 'birini tenkide davranacak olsan, hatırdan çıkarma, herkes senin imkanlarında gelmemiştir dünyaya!"
Neyse ekşide okuduğum yorum beni kızdırdı. Hiç bir dayanak göstermeksizin bir yorum yapılması o kadar mantıksızdı ki.Ama işin ilginç yanı o yorumu okuduktan sonra dikkatimi toparlayamadım ve kitabı okurken üzerime bir kara bulut çöktü. Okuduklarım bir tatsız gelmeye başladı. Zihin süzgecim bu kadar çabuk bulanıyor mu diye hayıflandım kendi kendime . Bilmiyorum ama garip bir deneyimdi açıkçası. Sonra aklıma Pantene ödül töreninde yaptığı konuşma yüzünden konuşulan Pınar Deniz geldi. O ödül konuşmasını görünce kadını tonlaması hareketleri çok yapmacık gelmişti açıkçası ve bende seviyeli bir eleştiri yapılan bir tweet'i beğendim. Sonra konuşmasının Rihanna'nın konuşmasında alıntı olduğu söylendi vs. Sonra yazılan tweetleri görünce bir farklı hissettim. Bir önce ki ile kesinlikle aynı değildi yorumun havası. Bir zorbalık, bir yerden yere vurma vardı. O ekranın içinden, o yazıdan o hissi o kadar kuvvetli hissettim ki. Bir kaç gün sonra önüme Pınar Deniz'in yurtdışına taşındığı haberi çıktı. Bir garip hissettim. Küçücük bir kartopunun nasıl devasa bir yığına döndüğünü izlemek garipti. Ama sosyal medya Fred'un söylediği alt benliğimizi ortaya çıkaran bir yer. İnsanlar en karanlık yönlerini alelade seriyorlar göz önüne. Ruhlarında besledikleri zehirli okları diğerlerinin derilerine geçiriyorlar. Yine de Freud yaşasaydı nasıl tweetler atardı merak ediyorum.
Osamu Dazai'nin yeni bir hamlet kitabını okuyorum. Shakespeare'in kitabını daha önce okumadığım için iki kitabı karşılaştırmıyorum. Bu kitabı başlı başına bir eser olarak değerlendiriyorum.(devamı sonraki yazıda…)

12 yorum:

  1. Gözlemler ve altı çizilenler müthiş, daha ötesi ciddiyetli sorgulamaların kaymaklı dondurma tadında akıp gitmesi... farkındalığının ve üslubunun hastaydım zaten, hâlâ da hastasıyım:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkür ederim. sizin yorumlarınız yazma duygumu perçinliyor.

      Sil
  2. İnsanlar çok acımasız. Sosyal medyada daha da acımasız. Ondan olmalı ki gerçek kimliklerimizle var olamıyoruz, kendimiz olmadan göçüp gidiyoruz:(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. değil mi? herşeye rağmen kendin olabilmek büyük bir uğraş.

      Sil
  3. Sana yapılmasını istemedigin şeyi başkasına yapma vardı eskiden, şimdi ise her şeyi yap'a döndü. Eleştiri, beğenmeme vs. birçok şey olabilir ama insanlar freni patlamış kamyon misali kötülüğü, üslupsuzluğu,her şeyde kendini hak sahibi görmeyi normal kabul etmeye başladı. Sınırsızlığı özgürlük diye tanımlamak işin vahemetinin sebebi.

    Etkilenmiyor desek de az ya da çok etkileniyoruz yazılıp çizilenden, bu yüzden çok fazla seçici olmak gerekiyor sanırım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Freni patlamış tabiriniz ne kadar haklı. bir anlığına dahi düşünmeden yapılıyor yorumlar. Haklı olsalar bile kötü bir dil kullanıyorlar maalesef:(

      Sil
  4. Üzerine belki sayfalarcasına konuşulası bir yazı olmuş aslında. Bazen bişeyi beğeniyorum mesela sonra üzerine Bi eleştiri görüyorum Allahım diyorum beğenmesr miydim? Ya da yanlış bişeye mi hak verdim diye böyle bir iç kemirmesi sürekli...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İç kemirmesi ne hoş tabir olmuş. Bende öyleyim o yüzden kendi içimde etkilensem bile bu tür şeylere çok fazla yorum yapmamaya çalışıyorum.

      Sil
  5. Sosyal medya, her kişinin farklı bir kimliğini ortaya koyuyor bence. Ya olmak istenilen bir karaktere bürünüyor ya da sahip olunan karakterin olumlu/olumsuz özellikleri paylaşılıyor.
    Zorbalık ne olursa olsun kabul edilemeyecek bir davranış. Eleştirilerin de daha medeni bir şekilde yapılması gerektiğini düşünüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tespitin ne kadar haklı Tuğçe. Bence de sosyal medya ya hayal tahtamız yahut kendimizi cilalayıp sivrilttiğimiz bir yer.

      Sil
  6. Kesinlikle haklısın. ekşinin bazı başlıkları beni de çok rahatsız ediyor. artık gündeme bakmaktansa bir şey araştırırken bakıyorum yorumlara sadece. İnsanların kitleleri yansıttığı fikrine katılıyorum. Maalesef çok yapılan bir benzetme olsa bile koyun sürüsü gibi olundu. biz bile farkında olmadan milyonlarla aynı fikri paylaşırken bulabiliyoruz kendimizi:)

    YanıtlaSil
  7. Sosyal medya çok acımasız maalesef. Bir gün herkes linçlenebilir. Bundan kaçınmak için mümkün olduğunca paylaşım yapmıyorum. İnsanlar nereden saldıracağını şaşırıyorlar.

    YanıtlaSil