6 Ekim 2025 Pazartesi

beni iten acı mı



I want to try on every persona the world has ever known,”

 Beni en çok iten şey acı mı acaba. aylardır yazmadım bloga. acı tatlı şeyler yaşadım. çok güzel bir başlangıç  yaptım öyleyse neden yazmadım onca zaman. ya da ne oldu da yine yazarken buldum kendimi.

yazmadım çünkü yazmak da okumak da beni götürmedi bir yere. eski hayatıma dair ne varsa sevdiğim, aradığım, umduğum bulamadığım bir cumartesi sabahı enerjisi ile toplattım attım yol kenarına.

arkadaşlarımın düğünlerine gitmedim. sevdiğim podcastleri dinlemedim. kitapların kapağını açmadım.

öyle durdum işte. öylece boylu boyunca. 27 yaşımın başında 17 yaşında okuduğum bir öykü dönüp durdu. 27 yaşına gelen iyi bir işi ve ilişkisi olmayan o adamın öyküsü. umutla dolan taşan yarınların bana avuç dolusu güzelllikle geleceğini bekleyen ben, o zaman acınası bulduğu o karaktere dönüştüğümü düşündüm.

en zehirli öyküler bir anda tüm yaşamı olumlu şekilde değişen  öyküler. aksine olabilir bir gecede karabilir hayatını. ama tam tersi. mutluluk bir sabahta gelmez insana. bir sabahlığına gelebilir. ama sonra geçer işte.

neyse sonra ne oldu da başladım yazmaya. bir kız gördüm bisikletin üstünde. o kadar acı çektim ki. bir anda 27 yaşında olduğumu. hiç bisiklet almadığımı. son bilmem kaç yılın listesine tekrar tekrar yazdığımı. ama bir türü alıp binemediğimi. böyle devam ederse tolstoyun bisikleti argümanın yaşamıma taşıyacağımı fark ettim.

neyse güzel haberlerim var. iyi bi işe girdim. gidecek yolum var. ama iş yoğum kafam rahat maaşım iyi. yine de akademik olarak kendimi geliştirmem gerekiyor.

demesem içimde kalacak. platonik olduğum bir zaman yolumuzun kesişeceği ve beni çok seveceğini düşündüğüm o oğlan sözlenmiş. kafede arka masam da oturan annesinden duymam. çok garip.

kırmızı bisiklet, kafede arkamda dönen sohbet.

anlıyorum. anlıyorum efendim.


3 yorum:

  1. Seni çok özlemiştim. Ciddiyim seni gerçekten tanıdığım, kanlı canlı gördüğüm birini özler gibi özlemiştim. Hatta geçtiğimiz günlerde yazı yazmadığın aklıma düştü ve üzüldüm. Seni okumak bana anlaşılma hissi veriyor sanırım ondan. İşin hayırlı olsun. Yoğun olmak insana iyi gelir. Aşksa... bilmem. Bazı hayal kırıklıkları yapıyor sanırım. Ben de yerimden kalkamıyorum. Kitlendim kaldım. Bunun sebebi çok uzun bir süre sevmediğim şeyleri yapıp durmam. Sanırım pilim bitti. Başka şeyler de var tabi. İnsan bu dünyada sahiden yalnız mıdır acaba? Her insan yalnız mıdır? Yoksa benim payıma mı bu düştü? Dünyaya gelirken bunu mu istedim acaba? Yoksa bu bile avuntum mu? Sanırım ben de izlediğim bir filmin veya okuduğum bir kitabın etkisinde kalmışım ama hangisi bulamıyorum. Ya da hepsi mi? Biri gelmeyecek değil mi? Bana gülümsediğinde hayatın güzel olabileceğine beni inandıracak biri gelmeyecek sanırım. Umarım ben de yoğun olurum. Çünkü yoruldum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. canım ilkay bende seni senin yazılarını okumayı çok özledim. aslında kafamda çok kez yazdım bloga ama fiziksel olarak gelip yazamadım. bazen biraz düz olmak gerkiyor galiba bilmiyorum derinlikli bir insan olmak yoruyor bence. ben biraz düz yaşayacağım :) diğerine gelince. bilmiyorum ikinci sorunun cevabını. hayat gösterecek. çok da üstüne durmamak gerek belki de.

      Sil
  2. işin olması bile ülkemizde bir başarı artık. yaşamak için önce iş para lazım. aşk ikinci planda :)

    YanıtlaSil