Pazartesi ile salı arasında o kadar fark var ki. Dün neşeli ve
enerjiktim oysa bugün tüm enerjim bitmiş bir halde. Pandemi sürecinde
çocuk olmak çok zor. Çocuklar ev okul ev okul. Hafta sonu yasaklar.
Okulda sınırlı alan, bir program. Bu sıkıştırılmışlıkla nasıl
bir yetişkin olacaklar merak ediyorum.
Bu hafta çocukken yaptığım bir şeyi anımsadım. Reçelle sütü karıştırıp değişik içeçekler elde etmek. Dolapta dut reçeli vardı. Biraz sütle kaynatınca ortaya pek hoş bir şey çıktı. Birde çilekle denedim. Yıllık inüsilin ihtiyacımı karşıladı.
Bu hafta bol okumalı izlemeli ve boyamalı bir haftaydı. Okulda sanat atölyeleri başladığı için bir elimde palet bir elimde fırça taş,kağıt, saksı ne bulduysam boyadım.
Can yayınları kısa klasikler serisinden ''çoğunluğun zorbalığı kitabını okudum pek sevdim.
Fransız hukukçu, tarihçi Tocqueville, 1830'lu yıllarda
Amerika Birleşik Devletleri'ne gider ve Amerikan demokrasisi, siyasal sistemi
ve toplumsal yapısı hakkında gözlemler yapar. Bu gözlem ve çözümleler 2 cilt
halinde Amerika'da Demokrasi adıyla yayınlanır.
Çoğunluğun Zorbalığı bu kitaptan seçilmiş bölümlerden oluşuyor. Demokrasi hakkındaki kelimeye dökmekte zorlandığım çoğu fikri bu kitabın satır aralarında buldum.
"Kraliyet iktidarının itibarı yok oldu ama yerini
kanunların üstünlüğü alamadı, günümüzde halk yetkeyihor görüyor ama ondan
korkuyor da ve bu korku, eskiden saygı ile sevginin yetkeye kazandırdığından
fazlasını şimdi ondan eksiltiyor."
Günümüzde içi boşaltılmış onca mefhumdan biri olan
demokrasi kelimesini anlamamız daha doğrusu yeni baştan düşünmemize sebep
olacak bir kitap. Ciltli halini alıp okusam mı diye düşünmedim değil.
“Adına halk da dense kral da, demokrasi de dense
aristokrasi de, bir monarşide de uygulansa bir cumhuriyette de diyeceğim
aynıdır: Herhangi bir güce her şeyi yapma hakkı ve yetkisi verildiğini gördüğüm
anda, işte orada tiranlığın tohumları atılır ve ben de gidip başka yasalar
altında yaşamaya çalışırım.”
''Demokrasiye sahip olduk fakat kusurlarını hafifletip
doğal avantajlarını ortaya çıkaracak araçlara değil, dolayısıyla neden olduğu
kötülükleri şimdiden görüyor ancak sağlayabileceği faydaları henüz
bilmiyoruz.''
*Kanonik, Yunanca "kanun, kural"
anlamına gelen "kanon" kökünden türemiştir. Kanonik farklı alanlarda
en genel manasıyla iki anlamı ifade eder: 1-Genel olarak kabul edilen, standart;
2-Durumu temsil eden modele
Ben de kendimi Jo'ya benzetirim. Ama kitap yazamadım:)
YanıtlaSilJo demek hepimizin kahramaniymis.Ilkokul ucuncu sinifi bitirme hediyesi almisti babam Kucuk Kadinlar i.Ilk ciltli kitabim.Hala durur.
YanıtlaSilTocqueville in bahsettiginiz kitabi kadar o gezi sirasinda izlenimlerini yazdigi bir kitabi da var.Orada da o koca kitanin dogasinin ve insanlarinin ele gecirilme ve boyun egdirilme hikayesi de var.