Kendimi görüp yeniden tanıyabileceğim aynayı.
Geçen
hafta oldukça ağır bir şekilde boğazlarım iltihaplandı. Pazartesi öğlen
izin alıp sağlık ocağına gittim. Doktor pek bir şey yok deyip bir antibiyotik
ve spreyle gönderdi. 2 gün kendimi zorlayıp okula gittim. Ama boğazım başım çekilemeyecek
bir hal aldı. Perşembe sabah tüm vücudumu kaplamış bir ağrı vardı. Yahu neden
kendimi zorluyorum dedim. Dünyayı ben mi kurtaracağım. Kötüyüm işte. Niye işte
iş işte iş. Ama raporlu iken bile okuldan ayrılmak için müdire ile karşı
karşıya gelmek bir çile. Yine de aman be dedim. Doktora gitmek için aldım.
Benim aile hekimi geç kalacak olunca diğer doktor kontrol etti. İltihabın
artmış biraz ateşin var dedi. Tam muayene bitince benim doktor geldi. Yine bir
kaç ilaç verip gönderecek oldu. Diğer doktor ''geçenkilerin dozu az gelmiş
hocam.'' deyince baktı tekrar kontrol etti. 10 gün sabah akşam iğne verdi 2 gün
rapor. Sabahtan akşama kadar gözümü açamadan yattım. Cuma günü biraz gözüm
açıldı. Cumartesi tamamen ayağa kalkabildim. Perşembe günü okul çıkışı bir
okuldan bir arkadaşım uğradı. Çok hastaydım konuşamadım bile ama mutlu oldum.
Hastalığımdan duyduğum suçluluk azaldı.
Sonra dün yahu dedim. Ne bu hal Nil. Tamam okulda mobbing'in mantık dışı şeylerin, haksızlığın biri bin para. Ama toplan daha 22 yaşında gencecik kızsın. Güzel günlerin, güneşli baharların, çiçekli kırların var görülecek.
Sonra bünyemi toparlamak için bir kaç takviye gıda ve vitamin araştırdım.
Kiler dolabındaki kuru otları ulaşabileceğim bir yere koydum. Suyuma maden suyu
limon nane ekledim. Biraz cilt bakımı yapıp bir kaç araştırma yaptım. Uzun
zamandır bir cilt bakım rutini oluşturmak hedeflerim arasındaydı. Üzerimdeki
ölü toprağından silkelenmek için bir kaç baharlık elbise aldım. Şöyle neşeli,
efil efil şeyler giyersem herhalde neşelenirim diye düşündüm.
Sonra malum Ramazan ayı paylaşmak ve birilerine yardım etmek için paha
biçilmez bir ay. Bir çocuğa bayramlık almak. Yahut küçük de olsa bir hediye
vermek muazzam hissettiriyor. Açılır bir kumbaraya para atmaya başladım. Hem
elden hemde online bir çocuğu mutlu etmek istiyorum. Hazır çocuk bayramıda
yaklaştı.
Sonra içinde katkı maddeleri bulunduğundan pek tercih etmesem de kendimde
yapacak gücü bulamadığım için bir pastaman aldım. Çilekler süsledim. Aslında babam
böyle pasta yapmayı nereden öğrendi pastası yapmak istiyordum ama uğraşamadım. Salla
pati yaptım bir şeyler.
Sonra çalışma alanımı düzenledim. Her türlü fazlalığı attım. Ayaklarımı
lavantalı sıcacık suya sokup, tavşan kulaklı tokalarımı taktım. istediğim bir
sertifika programına kaydoldum. Almayı planladığım 1 deneme ve 2 felsefe
kitabını aldım.
Uzun zamandır görüşemediğim arkadaşlarımı aradım. İyi geldi. Durup bir
yerde beslemek lazım kendimiz. Şubat ayından bu yana sanki bir saatin dişlileri
arasında ezilip duruyorum. Çok kötü bir çöküş dönemindeydim. Şu iki günde
toparlandım.
Aman aman maşallah diyiniz efendim. Zira son iki günü son iki aydan daha
verimli ve bereketli geçirdim. Şimdi kuş gibi hafif hissediyorum.
Yarın gideceğim işi düşününce kalbime bir örgü şişi yahut dantel mili
saplanıyor. Bıçak saplanıyor demek çok arabesk kaçıyor. Aklıma tofaş marka
arabayla günün her saatinde bangır bangır müzikle gezen tipler geliyor. Oysa
örgü şişi deyince aklıma annemin ''ÖĞRENMEN LAZIM'' deyip salladığı şişler
geliyor. Bu daha yakın bir duygu.
Neyse bahar geliyor gerçekten içim neşeyle dolmaya başladı. Bıraksalar
neşeli bir ezgi bile mırıldanacağım kendimce. Şarkılar yazardım küçükken böyle
bahar aylarında sarı tulumu giyip çiçekler toplayıp şarkılar uydururdum. Ah ne
hoştu bütün bir öğleden sonrayı yapayalnız kırlarda geçirmek.
Yalnız kalmayı seviyorum. Hatta yalnız kalmaya ihtiyaç duyuyorum. Bu benim
için yemek içmek gibi zaruri bir ihtiyaç. Havalar ısındı. Yakında balkon
mevsimi başlar. Oh ne hoş ne hoş. Kapımdan içeri giren hava, şu kendince
havalanan perde bile mutlu eder beni.
Hadi Nil. Hadi kıpırda!
Geçmiş olsun. Yanlış anlamayın ama kimse siz o haldeyken test yaptırmanızı söylemedi mi.. doktorlar özellikle. Hayır yani ona göre tedavi olurdunuz değil mi..
YanıtlaSilOkurken ben bile içimin kıpırdadığını hissettim.
:)
Ay doktor bir acaipti zaten. Iltihap yüzünden olmuştur. Corana olsa öksürük olurdu dedi
SilBen de nefes alamadım, bunu da ancak yazındaki son noktaya gelince anladım!:)
YanıtlaSilGeçmiş olsun elbette... fakat yazının şirinliğine bakınca dedim ki arada bir "hasta mı" olsan?!!:)
:)
SilTarifinden sanki streptokok geçiriyorsun gibi geldi. Boğazında beyaz beyaz lekeler gördüyse corona testine gerek yok çok bellidir hatta ağızda metalik bir koku olur, doktorun iyisi ondan bile anlar yani bence endişenme. Fakat süründürür gerçekten çuvaldız hissi yani... Çocuklarıma verdiğim destek tarifini vereyim çok iğrençtir tadı ama hemen toparlıyor. Küçük parmak tırnağı kadar taze zencefil ile aynı miktar sarmısağı iyice minik minik dövüyorum sonra sıcak suya ekleyip biraz limon biraz da bal ekliyorum ve (zorla) içiriyorum. Günde 2 defa. 2-3 güne geçiyor boğaz ağrısı. Geçmiş olsun :)
YanıtlaSilYaş 22 bu kafa, umut doldum ;)
Sevgili ceren tam teşhisi koydun. Boğazımda o beyaz pamukçuklarımdan çıkmıştı. Tarifini uygulayacağım. O zencefil toz mu yoksa kabuk mu peki?
SilGeçenlerdeki karamsar olan yazıdan sonra bunu okumak beni gerçekten mutlu etti :) Geçmiş olsun bu arada :) Neşeli sevgilerle :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilÇok geçmiş olsun💐 Kekik çayı bağışıklık sistemini güçlendiren ve vücut direncini çok çabuk arttıran bir çay aklınızda Olsun.Sıcacık bir yazı olmuş, emeğinize sağlık. Ve silkelenme yöntemlerini bayıldım aynen devam.. Bahar yepyeni umutlar yeşertecek yüreğimizde.Çok sevgiler🤗
YanıtlaSilGüzel dilekleriniz için teşekkür ederim. Kekik çayı ve yagı hastalıklarda birinci koruyucumdur.:D toroslara çıkar dalından toplarız ♡
Sil