O Eri sato.Postcrosingde tamamen rastgele mesaj atıp "do you wanna be penpal?"cevabıma yes demiş 3 çocuklu bir Japon anne.O benim sevdiğim takdir ettiğim nazik bir insan.O Eri işte bizim Eri.çekik gözlü kendine benzeyen milyonlarca yurttaşıyla Japonyada ve ben şimdilerde ondan haber alamıyorum.
1 yıl önce burnumdan ameliyat olmuş konuşamaz ve doğru düzgün yemek yiyemezken postacı kocaman bir paket getirmişti.Japon arkadaşım Eri bana mendilinden tutun anahtarlığına kadar bir sürü minik mutlu şey göndermişti. O zamandan sonra bir türlü fırsat bulup mektup gönderemedim.Bir kenarda bükük boynu bekledi.Eriye e posta attım fakat bir türlü cevap alamadım.açıkçası şu an hem suçlu hemde oldukça üzgün hissediyorum.Hal böyle olunca pttdeki uzun kuyrukları göze aldım ve kutumu hazırladım .Bir kez bile göremediğim ruhuma dokunan bu insan için uzun kuyruk , kisa bir toplu taşıma macerasını göze aldım.Birazda çarşıya gidip hava alasım var.
Pakette salep,ebrulu bir kalem,ahşap magnet(çünkü hafif)2 adet kartpostal,A101 den alınmış etnik desenli poselen tabak,Türk bayraklı yüzük,ayraç,cüzdan.
Paketin dışını ciddi tutayım.Japonyadaki abime tarhana gönderiyormuş gibi yaparım desemde içimdeki postcrosser kesti,biçti,yapıştırdı. Bakalım postanede neler gelecek başıma.heyecanla bekliyorum.
Birde hassas terazide ölçüp,fiyatını önceden bilmeli o anda şoka girmemeliyim.
Postanedeki asık suratlı kızın Içinde ne var sorusuna ciddi ve sistematik bir cevap vermeliyim.Bu işi öyle ciddiyetle yapmalıyım ki kimse böyle bir dönemde Japonyaya hediye göndermeme kızmamalı.
Pazartesi gününü iple çekiyorum. En bi meraklısından.