15 Nisan 2020 Çarşamba

ben kimim ki? #1.gün


 ilk meydan okuma yazım ile herkese merhaba
Çok sevdiğim uzaktan uzağa uzun zamandır takip ettiğim blogger Ezgi'nin  bloğunda gördüm.
Hiç bir şeye vaktim yok diye mızmızlanırken dakikalar dolusu saatle baş başa kaldığım için afallayan ben bir  silkeniş bir kendine gelişe vesile olması için yazma kararı aldım.Fakat o da ne?ilk soru çalışmadığım yerden çıktı.
Karantina döneminden önce neredeydin nasıl bir yaşam şeklin vardı, şimdi neredesin ne yapıyorsun, günlerini nasıl geçiriyorsun, neler değişti hayatında bu süreçte? 

99pixel sitesinde 52 haftalık bir fotoğraf programı vardı.İlk konu şuydu"kimsin sen?kadraja girmeden anlat kendini?" ilk haftanın konusu bana o kadar zor gelmişti ki asla ilerlemeyedim.Tek bir fotoğraf çekemedim.Zaten maymun iştahlı olan ben aman be bu da ne? deyip hiç oturamadığı sebat ettiğim işler makamının koltuğundan istifa etti.Ne bileyim ki? kimim ben ne isterim?
bir anı canlanır gözümde.Annemler 11 sene önce 10 lira vermişler gidin lokum alın demişler.yeni bir kuruyemişci açılmış siftah olur yardım olur yüzü güler adamın.tamam demişiz ilk bizim yüzümüz gülmüş. kuzenimle alıp paraları yola düşmüşüz.sonra vermişiz parayı almışız beyaz hindistan cevizli ortası fındıklı lokumu.Adam sevmiş bizi nakit para,hemen sipariş.Ayağımız alışsın,öve öve anlatalım tüm mahalleye kuru yemişci Sami'yi diye "hadi "demiş."bir kese şeker alın."Çok sevinmişiz şekeri alacağız diye.ama yolda yiyeceğiz annem izin vermez  çünkü. "zararlı"der. "hastalık" der.birazını kardeşlerimize ayrıcağız.sonra küçük kese kağıdına doldurmaya başlamış Sami. hangi şekerleri istediğini bir çırpıda söylemiş kuzenim.peki ya ben ?ben hangisini istiyorum?.küçücük kesede tadını bilmediğim o rengarenk şekerlerden hangisi olsun istiyorum?ben düşünmüşüm Kuru yemişci Sami beklemiş. Ben düşünmüşüm Sami beklemiş. Ben düşünmeye devam etmişim...Sami "eh be!" demiş sallamış küreği bir ondan bir bundan bir şundan.Bende bakakalmışım...
işte böyle ben kim kim miyim? Neler mi yaparım? Her şeye heves edip başlar,hiç bir işin sonunu getiremem.Merak edip tüm işleri ve hobileri umutsuzca ararım.Neyi aradığımı bilmeden.
galiba slvyıa plath'ın anlattığı incir ağacında bende incirlere bakakalmışım.
"Yaşamımın, öyküdeki yeşil incir ağacı gibi önümde dallanıp budaklandığını görüyordum.

Her dalın ucunda tombul, mor bir incir gibi eşsiz bir gelecek beni çağırıyor, göz kırpıyordu. İncirlerden biri, bir eş, mutlu bir yuva ve çocuklardı. Bir başkası, ünlü bir ozan, öteki parlak bir profesör, biri şaşırtıcı editör Ee Gee, öbürü Avrupa, Afrika ve Güney Amerika, biri Constantin, Socrates, Attila ve garip adları değişik meslekleri olan daha bir yığın aşık, bir başkasıysa Olimpiyat takım şampiyonu bir kadındı. Bu incirlerin üzerinde ve ötesinde, ne olduklarını pek çıkaramadığım bir sürü incir daha vardı.Kendimi dalların çatallandığı noktada otururken görüyordum. Ve incirlerden hangisini seçeceğime bir türlü karar veremediğim için açlıktan ölüyordum. Hepsini ayrı ayrı isityordum incirlerin ama birirni seçmek ötekilerin hepsini kaybetmek demekti. Ve ben orada karar veremeden otururken incirler buruşup kararmaya başlıyor ve birer birer toprağa, ayaklarımın dibine düşüyorlardı.”

12 yorum:

  1. kendimi gördüm bir an yaznızda. dış dünyaya o kadar çok ilgliyim ki yeni uğraşlar arar durum hep. hepsinden de güzel tecrübeler kazanaıp yoluma devam ederim:)

    YanıtlaSil
  2. bu meydan okuma sayesinde bloğunuza merhaba dedim.
    farklı bir ruh katmışsınız ilk gün konusuna..
    Bende ilk gün yazıma beklerim...
    Bursa'dan sevgiler...

    YanıtlaSil
  3. Peki o kurbağanın vaziyeti:) asilzade olmak böyle bir şey demek.

    Ne güzel bir alıntı.

    YanıtlaSil
  4. Hoş geldin meydan okumaya... Güzel sözlerin için de çok teşekkür ederim.
    Seni tanıdığıma mutlu oldum :)

    Benden bir örgü motivasyon yazısı istemişsin ya, daha önce başlayacaklar için bir yazı hazırlamıştım :) Sana linkini bırakıyorum

    http://ezgissimo.blogspot.com/2019/08/ezginin-tig-isi-rehberi-1.html

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba bu yazınızı görmemişim teşekkür ederim♡

      Sil
  5. İki yerden yaklaşayım. İlki. "kimim ben ne isterim?" demişsin, demek ki kim olduğumuz biraz da ne istediğimizle ilgili sana göre. İkincisi. Bu kuruyemişçi hatırası ve ardından gelen kitap alıntısı ile kendin için söylediklerin, benim hayatıma da biraz benziyor. İnsan sorunlu gördüğü yanlarını (bunun kişi açısından bir sorun olmaması da elbette mümkün) başkasında da bulunca şaşırıyor ve kendini yalnız hissetmemeye başlıyor. Yazarı daha önce hiç okumadım ve şu an okumak için heveslendim :) Neşeli ve sağlıklı sevgilerle :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim .bu güzel sözler için☆

      Sil
  6. Bazen insan kendini kelimelerle ifade edemeyebilir ama nasıl bir renge sahip olduğunu eylemlerle gösterir,seni okudukça tanımak daha güzel olacak🧡

    YanıtlaSil
  7. Hey söz ne güzelmiş:)

    YanıtlaSil
  8. Çoğu yönden kendime benzettim yazdıklarınızı. Ben de bir iş peşinde olsam da aklım hep diğerlerinde olur. Ama ben tek bir şeyle sınırlandırmak gerektiğine inanmıyorum kendimizi. Aynı anda pek çok şey yapabiliriz, pek çok kişi olabiliriz. Denge tutturmak önemli sadece. İnsanlar hep kararlı ve tek bir rotada ilerlemenin iyi olduğunu anlatır bizlere ama belki bu kararsızlık ve çok yönlülük de bir nokta da iyi bir şeydir. :)

    YanıtlaSil
  9. Bir insan kendini ancak bu kadar güzel anlatabilirdi. Ellerine sağlık :)

    YanıtlaSil
  10. çok tatlıydıııııı şeker ve incir hehehee :)

    YanıtlaSil